0

öyleyse cemal süreyya olsun çok severim.

böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçaların da
afrika dahil.
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin için de ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil.
senin bir havan bar beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
bir çok çiçek adları gibi güzel.
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçaların da
afrika dahil.
birlikte mısralar düşüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez.
bir mısra daha söylesek sanki herşey düzelecek
iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar.
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar.
bütün kara parçaların da afrika dahil.
burada senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası.
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretli o, alımlı değme kadında yok. aklıma kadeh tuşların geliyor
çiçek pasajın da akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçaların da
afrika hariç değil .

0

çocukluğumun evresinde arzulanan çok değil, sade huzur ve güleryüzdü.
çünkü mutsuz yapı istemediğim oluşumdu,yuvamda gece gündüz.
herşeyim sandığım cananı tanıdığım an, birbirine sarılıydı geceyle gündüz.
bir baktım hayatın içeriğinde yok, düşler ister istemez kalbe gömüldü.
yine de ertesi geceye bağlanan kavga patırtı gürültü,
bir an duraksayıp anladım kayıplara karışan sade huzur ve güleryüzdü.
asık surat darlanmalar ve hiç unutmadığım,
karanlık sokaklarda ki soluklarımın evde küfre dönüştüğü!.
haliyle bir fiske tokat, tenime kondururdu acı bir öpücük.
alışkındım alışmıştım fakat annem maruz kalırdı,
bir itin dayaklarına kör kütük!.
içimde fırtınalar kopardı, istemesem de susardım hep sessizliğe bürünüp.
bir de rüzgarını estirirdi, suretimde hüzün.
içimden bir ses derdi hep
kap o bıçağı sapla,piç kurusu olan babana!.
fakat buna el vermezdi vicdan.

bu dört yıldır yazdığım kitabın, ilk dizeleriydi. umarım kitabı basmak için şansım yaver gider.canınızı sıkacak bir şey yazdımsa eğer affola,özür dilerim şimdiden.

0

şiir yazmayı hiç berememem ki ben. hadi baş harflerinden bir akrostiş yap desen onu bile beceremem ben :d

1

ne hüzündür yaşamak ne gülünçtür çocuksu
bir yüzünü güneş bir yüzünü ay belle
unutma güller açar sen gülünce tomurcuk
ne rastgele bağın olsun ne de yorgun kaderle
unutmak gibi zor bir masalda yaşarsın
içindeki kör kurşun kalbindeyken yaşarsın
ya bir varsın ya yoksun hep kendinden kaçarsın
açılan her yaprağa destek deste gül ekle

bir nasihat sana sev kendini sadece
bırakma kendini bir kader tutsaklığı
bir ruhun yorgun ya kalmışsın sedyede
insan insan yorulur kaybeder unutkanlığı

1

şiir istedin benden yine
istediğin gibi olmuyor işte
iyide ben şiiir bilmiyom
rahat ol boşver geri geilyom.

akrostiş mode on :d

1

ben kendimi bildim bileli
bulutlar benle gelir
güneş benim için de doğar...