0

çünkü yaratılmanın bir nedeni ve amacı vardır.

böyle iken düşünüyorum da allah'a varamıyorum diyen inanmayanların durumu hakkında ne söylenebilir ?

ya yalan söylemiş olacaklardır [ fakat bu takdirde hiç bir akıl sahibi insan böyle bir güç karşısında olamaz ne mümkün kendi yaratıcısını varlık sebebini nasıl karşısına alabilir ancak o'nun önünde eğilir eğilmesi kabul görürse ne ala, öyle ise bu durum kuran'da anlatıldığı gibi dünya hayatı onları oyalarak, kibirleri akıllarının önüne geçmekte ve bu kibirlerinden dolayı da yine kuran'da açıklandığı gibi kulaklarına gözlerine perde vurulmuştur gerçekte kör sağır ve dilsizdirler, tabii allah'ın sonradan iman nasip olacakları bildikleri istisna, buna muzdarip olduklarından da işin içinden çıkamayıp debelenip durmakta ve allah'ın yokluğunun ispatının peşine düşmektedirler oysa inanan bir kişi için durum böyle değildir, o bir şeyi ispata çalışmaz, sadece bu dahi allah'ın varlığın delilidir ]

ya da cezai ehliyeti olmayan birer deli olacaklardır. işte ispat

ya da yine henüz allah a varamamış olanlardır bu kişilerdir.

bu durumda inananlara düşen kimin bunlardan hangisi olup olmadığı bilinmediğine kalplerdekini gerçek olarak ve hakkıyla ancak allah bildiğine göre, karşılaştıkları bu gibi kimselerle ilgili ön yargılı olmadan böyle hissetmeden yapabiliyorsa iman etmelerine sebep olabilecek tarzda onlarla ilgilenmek olabilir.

bu sebeple bu konuyu açıkladığım için soru için teşekkür etmek isterim diyorum.

0

bilinçaltı adı üzerinde bilincin kendisi değil fakat su yüzeyinde görünür olmadığı için yok olduğu anlamında olmayan tam tersine var olmuş yaşanmışlıkların depolanıp saklanıp biriktirildiği, ihtiyaç olduğunda ise kullanılabildiği ya da zaten bilinçli bilinçsiz kullanılmakta olduğu davranışları yönlendiren, yönlerdirmiş olan nedeninin bilinemediği bazı davranış [ suç işleyen insan davranışları ] şekil ve gidiş yöntemlerinin sebebi müsebbibi olan allah ın insan ruhu beyni kalbi ve psikolojisini harmanlayarak insan varlığında yarattığı olgu. var ve soyut.

yüce allah ın kendisi gibi. yani allah ın varlığına açık delilerden biri. normalde her şey allah ın varlığını ispatlar fakat insanların soyut diye adlandırdığı kavramlar inanmıyoruz diyenler için gerçek ve açık birer delildir.

her şey alllah ı anlatır, işaret eder, ispatlar, gösterir, o'nun varlık alametlerini bünyesinde taşır. gerçekte insan ve bedeni o'nun varlık alametlerinin taşıyıcısı olarak yeryüzünde gezmektedir, o'nun varliği insan varlığının sebebidir.

sebep allah, insan sonuçtur. böyle iken inanmayanlar neye inanmazlar ?

inanmayanlar kendilerine inanmazlar, inanmayanlar allah'ın değil kendi varlıklarını inkar etmekteler. görüldüğü gibi inanmayanların durumları gerçekten çok vahimdir.

allah isteseydi kendini açık edebilecekken [ iman sahipleri için zaten böyledir o ayrı ], bunu inanç olarak insanların kalbine koymuş ve bir imtihan vesilesi kılmıştır. diğer takdirde bu dünyaya gelişin bir anlam ve hikmeti olmazdı. bu dünyada var oluşumuzun bize açık etmediği diğer hikmetlerini ise yine her şeyi bilen allah kendisi bilmektedir.

yani allah diğer tüm canlı ve varlıklarda olduğu gibi [ onlar için de durum aynıdır, hepsi allah'ın varlık alameti ve allah'ın varlığının ispatı olarak dolaşmaktadırlar. ] insan eserinin sanatçısı, yaratıcısı ve sahibidir. sahip olan ne yapar [ gerçekte insan hiç bir şeye sahip olamaz, sahibi değildir, sahibiyim dediği her şey ona birer emanettir o ayrı konu ] kendisine ait eser mal vs üzerinde istediği gibi tasarruf eder. işte yüce allah böyledir. isteseydi inanmayan kendisine inanmayacakları yaratmayabilirdi ya da çok farklı şekillere sokabilirdi. ama insan olarak yarattı ve önlerine nimetlerini serdi, "rahman" ismiyle ise onlara da rahmet ederek yaşatmaktadır.

0

bilinçaltının beynimizin köşesinde karanlık bir oda değil , sahip olduğumuz enerji alanıdır .

0

unutmak istediğimiz yada uzun süre kullanmadığımiz bilgi ve anıların atıldığı çöplüķ