nasrettin hoca bir gün göl kenarına oturmuş göle maya çalıyormuş.
nasrettin hoca'nın yanına gelen temel sormuş: "hoca ne yapıyorsun?"
hoca cevap vermiş: "göle maya çalıyorum."
temel'de: "aman hocam ne yapacaksın o kadar yoğurdu kim yiyecek" demiş.
admın bir papağanı varmış.birde komşusu marko.marko her sabah erkenden kalkar iş yerine gidecek, tam çıkarken papağan marko marko diye seslenir marko da ne var dediğinde adama ana avrat küfür edermiş.bir böyle iki böyle.marko papağanın sahibine şikayet etse de bundan kurtulamamış.bir gün karakola şikayet etmiş.papağanı ve sahibini karakola çağırmışlar. papağana bir daha küfür edersen dilini keseceğiz senin demişler.papağanda bir daha küfür etmeyeceğini söz vermiş.ertesi sabah marko rahat bir şekilde dairesinden çıkmış, papağan hemen marko marko diye seslenmiş.marko herhalde bugün günaydın diyecek galiba demiş. ne var papağan kardeş demiş.papağan el hareketi eşiğinde anlarsınyaa demiş
bir gün hoca çocukları sözlü yapar. hoca sınıftan ahmet'i kaldırır. kalk oğlum der. bu sınıf çok sıcak olursa ilk olarak ne yaparsın der. ahmet ise hocam pencereyi açarım der. hoca ahmet'e sıfır verir ve yerine otur der. daha sonra hüseyin ayağa kalkar. hoca bu sefer aynı soruyu hüseyin adlı öğrenciye yöneltir. oğlum der, bu sınıf çok sıcak olursa, ilk ne yaparsın der. hüseyin düşünür, düşünür ve o da hocam bende pencereyi açarım der. hoca yine sıfır verir. hüseyin'e otur yerine der. daha sonra kemal adlı öğrenciyi kaldırır hoca. yine aynı soruyu kemal isimli kişiye sorar. oğlum, bu sınıf çok sıcak ilk ne yaparsın der. kemal ilk önce, üstümdeki kazağı çıkarırım der. oğlum sınıf daha daha çok olursa ne yaparsın der. bu sefer kemal gömleğimi çıkarırım der. daha sonra hoca, oğlum sınıf daha daha daha çok olursa ne yaparsın der, bu sefer kemal öğretmenim pantolonumu çıkarırım der. yine hoca oğlum, sınıf çok ama çok sıcak, bunaldık bu rağmen ne yaparsın der. bu sefer kemal şu cevabı verir. hocam, vallahi de billahi de o pencereyi açmam der.
naxrettin hoca'ya bir gün kazan lazım olur. o da komşusuna gider ve komşu banabir kazan lazım varsa verir misin? işim biter bitmez getririm demiş. komşusuda ne demek hoca efendi buyur al işte kazan demiş. hoca da kazanı alıp evin yolunu tutmuş. ertesi gün hoca komşusunun kapısını çalmış. komşu çok sağolasın senin kazanı getirdim. al şu kazanı ha bu kazan da senin demiş. komşusu kazanını almış ama hoca"'nın uzattığı ikinci küçük olan kazana bir anlam verememiş. hoca bu kazan tamam benim ama şu küçük kazan benim değil demiş. hoca da yok komşu demiş. senin kazan bizdeyken xoğurdu demiş. komşusu da sevierek almış küçük kazanı. bir iki gün sonra hoca tekrar komşusunun kapısını çalmış. kazanı istemiş. komşusuda küçük kazanı düşünerek belki yine doğurur diyerekten kazanı verir. hoca da kazanı alıp doğruca evine gider. gel zaman olur git zaman olur ne hocadan ne kazandan ses çıkmaz. merak exen komşusu hoca'nın kapısını çalar. hoca efendi uzun zaman oldu sen getirmeyince kazaı ben almaya geldim demiş. hoca da komşu iyi ettin gelmekle. ama sana üzücü bir haberim var. senin kazan allahın rahmetine kavuştu demiş. komşu önce şaşırmış. sonra da hoca efendi sen bebnimle alay mı edersin. hiç kazan ölür mü demiş. hoca durmuş durmuş . sakalını avuçlamış. sonra da komşu komşu demiş. sen kazanın doğrdupuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun demiş gülerek.