0

evet fıkraları bilirim anlatmasını da çok severim en sevdiğim fıkralardan birisi de şudur akıl hastanesinde 3 tane deliği vardır doktor bunlara test yapar hangisi akıllı ise onu serbest bırakacaktır üç deliyi alıp yola götürür hanginiz arabanın önüne atlar sanız yani ilk atlayan kişiyi serbest bırakacağım der birincideli arabanın önüne adlar ve ölür ikinci deli de arabanın önune atlar ve ölür.üçuncü deli arabanin onune atlamaz ve orda bekler. doktor üçüncü delinin akıllandigini sanar ve yanina gider.sen niye arabanin önüne atlamadın der.delide ben daha büyük kamyonun gelemsini bekliyorum der.

0

fıkra bilirim. fıkra anlatmayı da fıkra dinlemeyi de çok severim. tabi ki fıkraların kaliteli olması şartıyla. yoksa oldukça sıkıcı fıkralar insana baygınlık geçirtebiliyor.

0

yaklaşık 1500 (binbeşyüz) civarında fıkra bilmekteyim. fıkra dinlemeyi de anlatmayı da çok severim. özellikle arkadaşlar bir araya geldiğimizde genellikle muhabbeti fıkralar ile süsleyerek, ortamı neşelendiririz.

0

fıkra bilmem pek. benim babam çok bilirdi öyle fıkralar ve çok severdi.. hep anlatırdı bayardı ama :) .ben hem sevmem hem de bilmem öyle şeyler..

0

bilmez miyim herkes bilir anlatmayı da severim ama en çok birinden dinlemeyi severim özelliklde yaşlılardan dinlemeyi severim çok güzel anlatırlar

0

küçükken daha fazla fıkra biliyordum ve daha çok anlatıyordum. ama genellikle temel fıkralarını çok dinliyordum. ve bir de nasrettin hoca fıkralarını çok seviyordum. eskiden takvimlerin arkasında fıkralar olurdu. ben genellikle fıkraları okurdum ve çok severdim. şu an bu soru ile eskileri hatırladım ve kendi kendime tebessüm ettim .gerçekten güzel günlerdi.

0

pek fıkra bilmem açıkçası çok ilgilenmek bu tür konularla . anlatmayı da sevmem çünkü fıkralara çok gülemiyordum .

0

fıkra bilirim anlatmayı da bazen severim. neşeli ortamlarda veya çok samimi olduğum arkadaş çevremle otururken kafamız dağılsın diye anlatırım. tabi ki çoğu kişi tarafından bilinen nasreddin hoca fıkraları veya temel ile dursun fıkraları var ben bunlardan hariç daha muzip ve zekice anlatılan fıkraları çok severim.

1

nasreddin hocanın fıkralarıyla büyüdük. o yüzden nasrettin hocanın fıkralarından birini anlatabilirim. nasreddin hocanin eşşeği ölmüş. kapının önünde feryat edip, ağlayıp duruyormuş. hocanın bu hâlini görenler yanına gelip, hocam kariniz öldü bu kadar üzülmedin, eşşeğin ölünce neden bu kadar üzüldün diye sormuşlar. hoca birden hiddetlenip, karım öldüğünde biz sana yeni bir kadın bulup evlendiririz dediniz ama eşşeğim öldüğünde bir allahın kulu bana üzülüp, üzülme hoca sana yeni bir eşşek alırız demedi. işte buna ağlıyorum. :):)