1

her iki düşünürün savundukları teze katılıyorum. çünkü toplum; an gelir ateş olur her yeri ve her şeyi yakar, an gelir hastalık olur, herkese, herşeye mikrop bulaştırır.

0

toplum için schopenhaur ateş demiş. nietzsche ise hastalık bu ikisine gönülden katılıyorum aslında. toplumun yazısız net töresel ilkel kuralları vardır. benim de nefret ettiğim hiçbir yerde yazmayan ama herkes tarafından çok matah birşey gibi kabul edilen içten içe reddedilirken sürüye uyma felsefesi ile riyakarca kabul edilen kurallar. örneğin evine geç giden kız için toplum iyi düşünmez, tanıştığı kişi ile elele gezen kızı tefe koyar toplum, aynı toplum erkeğe helal olsun der, elinin kiri der. bıktım artık elalem ne der meselesinden. o pantolonu giyme, şu saçı yapma, o dövmeyi yapma, şu müziği dinleme, şu kitabı okuma , şu insanlarla takılma vs. özel hayatımızın dibine kadar girmiş toplum. bu toplum kim allah aşkına ya. ilk kim koydu bu kuralları hangi örümcek ağı kaplı beyinin ürünü bu düşünceler sürekli merak ediyorum. oldukça rahatsız edici bir durum. çocukluğumuzdan, bilinç kazandığımız günden beri hemen hergün aynı toplum baskı ve bastırmaları ile tabiri caizse basma kalıp hayatlar yaşıyoruz. birileri çiziyor sürekli sınırlarımızı. bir nevi görünmez tasmalar takılmış boynumuza ve yaşayıp gidiyoruz işte. bu yüzden sartre'ye katılmıyorum. bu çoğunluğu cahilce bu devirde bile kabul edilen çağ dışı öğretiler hiç sıradan değiller.