0

bence kafka'nın en ilginç yanı, kuşkusuz ki ne kadar incelinirse incelensin, hiçbir akıma ve felsefik düşünceye tam olarak adapte ve dahil olamamaktadır. bu açıdan bakar isek eleştiriler ve övgüler yanlı yahut tutarsız kalacaktır. yani birileri mistizm temel öğesiydi derken diğeri ekspresyonit der. bu yüzden, michael löwy'nin de franz kafka reveur insoumis kitabında değindiği gibi; kafka'nın bu hiçbir kalıba oturmayış hali, birçok edebiyatçı gibi kafka çevresinde de oluşmuş ikincil literatür üzerine, kafka'ya dair bir de üçüncül literatürün doğmasına neden olmuştur.

bu üçüncül literatür şöyle bir şeydir: çeşitli kişiler tarafından yapılan kafka incelemeleri ve okumaları, yani kafka'nın ikincil literatürü, o kadar geniştir ve sonsuz etkenler tarafından şekillendirilmiştir ki, bunun üzerine, yalnızca kafka'yı değil onu inceleyen ikincil literatürü, inceleyenleri , etkenleri, doğruları , yanlışlarını masaya yatırmaktadır. michael löwy'nin kitabı da, günümüze kadar en fazla ciddiye alınmış, başta gustav janouch ve max brod'unkiler olmak üzere birçok kafka yorumlamasını irdelemesi açısından kısmen üçüncül literatür öğesi sayılabilir.