bu soru tıpkı akaid yani inanç ile ilgili esaslar olmadan ya da fıkıh yani ibadet ve sosyal hayatla ilgili kaideler olmadan islâm yaşanabilir mi sorusu ile aynı manayı taşıyor nasıl akaid ve fıkıh olmadan islam yaşanamıyorsa islam'ın manevi kalbi ve niyeti boyutlarını ilgilendiren tasavvuf olmadan da dini yaşantımız bir yönüyle eksik kalır hem de çok önemli bir eksikliktir. çünkü allah kalplere ve niyete bakar hadisi şerif'te geçtiği gibi vücutta bir et parçası vardır ki o salim oldumu bütün vücut salim olur o bozuldumu bütün vücut bozulur o et parçası kalptir.buyurulduğu için tasavvufta bu manevi yönüyle kalbi bozuklukların düzelmesi ve insanın gerçek huzuru bulmasına sebep olduğu için islam'ın özü diye nitelendirilmiş ve cibril hadisi şerifinde bahsedilen ihsan boyutuyla özdeşleştirilmiştir.bu sebeple tasavvuf islam'ın özüdür içindedir önemli bir şubesidir ve gereklidir.
tasavvuf olmadan din yasanamaz çünki tasavvuf dinimizde inancını ihlaslı güzel yasamaktır