0

eskiden insanlar doğa ile başbaşa yaşıyorlardı henüz ne bileyim vardı ortada ne kitaplar ne de yazı ancak insanoğlu düşünme yetisini kavuşmuş ve ister istemez içinde yaşadığı dünyayı anlama çabası içine girmeye başlamıştı işte ilk felsefe belirtileri olarak yorumlanabilecek mitoslar böyle bir ortam içinde doğdu insanoğlu düşünme yeteneğine ulaşmış bir varlık olarak öncelikle doğa ve yaratılışı soru cevap oyunu neticesinde ilk ilkel dinler ve zamanla bunlardan gelişen kapandı mitoloji oluşturduğu zihninizde birden ilkel bir insan olduğumuzu fark edelim zamanı da günümüzde binlerce yıl öncesine gönderelim ve empati kurmaya çalışalım atalarımızla diyelim ki sık ağaçlarla kaplı büyük bir ormanda iz ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor bir an evvel bir kovuk bulup oraya sığınmak düşüncesine başka bir şey yok zihninizde ve tam o anda bir şey çıkıyor ve gürültü dahası ötücü bir ses çıkarıyor bunun basit bir doğa olayı olduğunu bilmeyen ilkel bir insan ne düşünür karşılaştığında bu durum karşısında muhtemel en güçlü bir işte mitolojinin temellere insanın karşılaştığı doğa olaylarını sorgulaması ve bağlanmasıyla bu şekilde alışmıştır insanoğlu zihinsel olarak biraz daha geliştirin de ise kendi kökeni sorgulamaya başlıyor belli ki bunun sonucunda evrenin yeryüzünden tanrının ve insanların yaratılışı ile ilgili bir sürü hikayeler kurguluyor zihninde ancak insanoğlunun yaratıcılığı ve hayal gücü bununla da yetinmiyor kendine her biri ayrı bir dua olayından sorumlu büyük parti onlar yarı tartılar ve tuhaf mitoloji yaratıkları çevrilmiş büyülü bir dünya yaratıyor