0

1. doğru sözlülük.
namazın yerine konulan bu esasa göre bir dürzi dindaşı hakkında doğru sözlü olmak zorundadır. ancak diğer din mensupları için hayat hakkı da dahil olmak üzere hiçbir konuda doğruluk prensibinin uygulanması gerekli değildir. çünkü bahaeddin'in ifadesine göre onlar zalim, kör ve cahillerdir.
2. din kardeşlerini korumak.
zekatın yerine konulan bu esas sadece mezhep kardeşliğine hasredilmiştir.
3. var olmayana ibadetten vazgeçmek.
oruç yerine konan bu esasa göre dürziler'in önceki inanç ve ibadetlerinin, mevcut olmayana ibadet sayıldığında hiçbir değeri yoktur.
4. iblisler ve azgınlardan uzaklaşmak.
hacca karşı konulan bu kurala göre uzak durulması gereken kimselerden maksat geçmiş peygamberlerdir. dürziler prensip olarak bütün peygamberlere muhaliftirler. çünkü peygamberler hakim’i bırakarak insanları asla zuhur etmeyen bir ilaha çağırmışlardır. hamza b. ali bütün peygamberlerle ve özellikle şeriat sahibi hz. adem, nuh, musa, isa ve muhammed ile savaşmayı, onların bozulmuş olduğunu iddia ettiği akide, şeriat ve dinlerinden uzaklaşmayı zaruri sayar. ismailiyye’de görülen “natık” ve “esas”, yani peygamber ve onun yerine geçen imam dürziler’e göre iblis ve şeytandır. adem şecere itibariyle beşerin dedesi olan, topraktan yaratılan ve allah’ın halifesi olan adem değil, maniheizm’deki kadim ve orijinal insan veya yahudi kabalizmindeki adam kadmon olarak kabul edilir. ancak günümüz dürziler’i hz. muhammed hakkında daha mülayim bir yol takip ederek onun, kendi dinlerinde sadece risalet vasıtası olmak gibi sınırlı bir yeri bulunduğunu yahut tanrı elçisi olduğunu kabul ederler.