yüzyıllık yalnızlık – 1967
kolera günlerinde aşk -1985
kırmızı pazartesi -1981
benim hüzünlü orospularım -2004
başkan babamızın sonbaharı – 1975
albaya mektup yazan kimse yok -1961
labirentindeki general -1989
anlatmak için yaşamak -2002
yaprak fırtınası -1955
bir kayıp denizci – 1970
bir kaçırılma öyküsü – 1996
aşk ve öbür cinler – 1994
şer saati – 1962
iyi kalpli erendira ile insafsız büyükannenin inanılmaz ve acıklı öyküsü – 1972
on iki gezici öykü – 1992
hanım ana’nın cenaze töreni -1992
şili’de gizlice – 1986
marquez’le konuşmalar plinio apuleyo mendoza ile birlikte – 1982
mavi köpeğin gözleri – 1974
veba günlerinde aşk. çok güzel bir kitap.
kırmızı pazartesi adlı kitabını okumuştum güzel bir toplumsal eleştiri yapmıştı
kendisi avrupa'nın gördüğü en büyük eserleri yapan kişidir genelde resim üzerinde eserler yapmıştır ve bu eserler gerçekten batı dünyasını avrupa'yı çok derine etkilemiştir önemli bir kişiliktir birçok yerde ve birçok tarihte adı bulunan kişilerdendir şu an günümüzde erol katan mona lisa eserinin asıl sahibi olan kişidir böylelikle insanlar birçok kişiyi ve birçok şey hakkında bilgi ediniyor yani yaptığı eserler tarih anlatıyor öyle diyeyim size böylelikle yaptığı eserler de birçok tarihi olgu bilim ve sanat üzerinde spor da dahil olmak üzere birçok eser yapmış bulunmakta bunlar güzel ve öz şeyler öncelikle yaptıkları eserler mona lisa bence temelini oluşturur çünkü tarih kitaplarında adı sıkça geçiyor ve mona lisa eseri ona aitmiş gibi anlatılıyor bu yüzden ben mona lisa senin onun olduğunu düşünüyorum önemli eserleri bulunan kişinin avrupa'yı derinden etkilediği önemli işler yaptığı ve yapmakta olduğu bilinmekte böylelikle yaptığı eserler sonucu dünyaya daha güzel daha iyi bir yer haline çevirmektedir hayat bir çok garip be bozuklarda olur ve bunu kayda alıp eserlerinde anlatmaya çalışan eserdir kendisi bunu yaptığından dolayı birçok eser ünlenmiş ve birçok alanda ise ödül almıştır öncelikle yaptığı eserler onun hayatına yön vermiş ve hayatına renk atmıştır sadece onun değil birçok kişinin hayatına renk atmıştır o esenler çünkü yaptığı eserler çok güzel eserlerdir böylelikle insanlar hem yaptıkları eserlere saygı duyuyor hem de adamın kişiliğine saygı duyuyor bu kişilikte kişiler yaptığı eserler sonucunda dünyada çok ünlü bir kişi olarak karşımıza çıkıyorlar böylelikle insanlar neyin ne olduğunu değerini ve birçok şey hakkında yorumda yapabiliyorlar böylelikle insanlar hem kendi açısından hem de insanlar açısından yaptığı eserler bir başyapıt olarak göze çarpıyor bu sonuç sonuca bakılırsa yaptığı eserler gerçekten insanlar tarafından övgü ve büyük bir örgü ve büyük bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor
gabriel jose de la conciliación garcía marquez, 6 mart 1927 tarihinde kolombiya’da doğmuştur. tüm latin amerika’da gabo olarak bilinen yazar, romancı, hikayeci ve oyun yazarıdır. 1982’de nobel edebiyat ödülü’nü kazanmıştır.
kitapları:
yaprak fırtınası (1995)
albaya mektup yok (1961)
hanım ağanın cenaze töreni (1962)
şer saati (1962)
yüz yıllık yalnızlık (1967)
mavi köpeğin gözleri (1973)
başkan babamızın sonbaharı (1975)
iyi kalpli erendira (1978)
kırmızı pazartesi (1981)
kolera günlerinde aşk (1985)
labirentindeki general (1989)
aşk ve öbür cinler (1994)
benim hüzünlü orospularım (2004)
gabriel garcia marquez, en çok "büyülü gerçeklik" yapıtı "yüzyıllık yalnızlık" la biliniyordu. 1967'de yayımlanan roman türü tüm dünyada 30 milyon adetten fazla sattı. yazmayı bırakmıştı. kardeşi, iki yıl önce , ünlü yazarın demans (bunama) hastası olduğunu ve yazmayı bıraktığını bildirmişti. gabriel garcia marquez'in diğer romanları arasında "benim hüzünlü orospularım " da bulunuyor. new york times gazetesi "yüzyıllık yalnızlık"ı tüm insanlık için "eski ahitten bu yana okunması gereken ilk edebiyat ürünü" olarak tanımlamıştı. 1928'de kolombiya'nın kuzeyinde yoksul aracataca kentinde doğan ve büyükannesi ve büyükbabası yanında büyüyen gabriel garcia marquez', çocukluk yıllarını tüm eserlerinin kaynağı olarak belirtiyor. iki iç savaşa katılan, liberal bir insan hakları eylemcisi olan büyükbabasının siyasi çizgisinden etkilenen, büyükannesinin anlattığı hurafe ve halk hikayeleriyle büyüdü.
büyükannesinin söz ettiği evin etrafında ifadesiz şekilde dans eden ölü ataları ve hayaletler en büyük romanında yer buldu.
cizvit okulunda hukuk eğitimi görmeye başlayan gabriel garcia marquez gazetecilik yapmak için okulu bıraktı.
1954'te çalıştığı gazetede roma'ya gönderildi. o zamandan sonra ömrünün büyük bir bölümünü paris ,venazuela ve mexico city olmak üzere yurt dışında geçirdi. romanlığıyla ünlenmesine rağmen hep gazeteciliğine devam etti.
william fulkner'dan derin bir şekilde etkilenerek ilk romanını 23 yaşında yazdı.
1955'te yayımlanan "yaprak fırtınası" ve sonrasında üç kitabı, kendisini büyük bir ticari başarıya ulaştırdı.
yüzyıllık yazlığın ilk bölümünü yazma fikri acapulco'ya giderken aklına geldi. geri dönüp, günde altı paket sigarayla odasına kapandı. 18 ay sonra geri döndüğünde, ailesinin 12 bin dolar borca girdiğini öğrendi. ama elinde çok satan romanından 1300 sayfa vardı.
romanın ispanyolca basımı bir haftada tükendi. sonraki 30 yıl içerisinde 30'dan farklı dile çevrildi.
yazılarının canlılığı , dil zenginliği ve derin hayal gücüyle hayranlık uyandıran gabriel "sürrealizmin latin amerika'nın realizminden kaynaklandığını söylemişti.
şilili bir göçmenin memleketine dönüş deneyimini anlattığı romanın 15 bin nüshası şili hükümetinde yakıldı. sol eserler yayımlamaya devam eden yazar, eski cumhurbaşkanı françois mitterand ile kişisel dostluk kurdu ve bogata'dan eski küba lideri fidel castro'nun ajansını idare etti. 1982'de nobel edebiyat ödülünü kazanmıştır. 1986 yılında ise başka çok satan kitabı kolera günlerinde aşkı yayımladı.
yaprak fırtınası
albaya mektup yok
kolera günlerinde aşk
yüzyıllık yalnızlık
başka babamızın sonbaharı
en sevdiğim üç tanesi; öncelikle yüzyıllık yalnızlık ile başlayalım.edebi olarak üstün bir eser.hristiyanlıktaki yedi büyük günah üzerine temellendirilmiş bu eser marquez’in büyülü gerçekçilik akımının en iyi örneklerinden biridir.
bir diğer romanı ve aynı zamanda yazarın yedinci romanı kırmızı pazartesi.kitabın sonunda ne olacak diye merak etmiyorsunuz çünkü sonu kitabın başında anlatılıyor.namus cinayetini meşru hale getiren toplumda kadın ve erkeğin yeri, din etkisi üzerinde durulmuş.ince bir roman fakat verdiği mesajlarla aslında fazlasıyla yoğun.
albaya mektup yok bir hikaye, trajikomik bir hikaye.emekliye ayrılmış bir askerin hikayesi.bir türlü gelmeyen emekli aylığı ve yaşam standartlarıyla ülkesine hizmetlerinin karşılıksız kaldığını anlar.görsel bir edebi başyapıt.
şer saati
iyi kalpli erentara
aşk ve öbür cinler
benim bildiğim kitabı kırmızı pazartesi ve çok heyecanlı bir kitap
gabriel garcia marquesin eserleri benim hüzünlü orospularim var doğu avrupada yolculuk bir kaçırma öyküsü aşk ve öbür cinler on iki gezici oyku kolera günlerinde aşk kırmızı pazartesi iyi kalpli erendira baskan babamizin sonbahari bir kayıp denizci yüzyıllık yalnızlık albaya mektup yok ve yaprak firtinasidir
gabriel jose de la conciliacion garcia marquez tam adı budur kolombiyalıdır tüm güney amerika da gabo olarak bilinen yazar romancı hikayeci ve oyun yazarıdır
eserleri ; yaprak fitinasi,albaya mektup yok,yüzyıllık yanlızlık,bir kayıp denizci,başkan babamızın sonbaharı,iyi kalpli erendira,kirmizi pazartesi,kolera gunlerinde ask,on iki gezici öykü, ask ve öbür cinler,bir kacirilma oykusu,benim huzunlu orospularım
gabriel garcia marquez'e ait üç eser okuma fırsatı buldum neyse ki, bunlar; benim hüzünlü orospularım, yüzyıllık yalnızlık ve kırmızı pazartesi.
okuduğum bu üç eserinde farklı yerleri vardır ve tavsiye edilecek kitaplar arasındadır benim için.
yaprak fırtınası 1955 , albaya mektup yok 1961 , yüzyıllık yanlızlık 1967 , bir kayıp denizci
yaprak fırtınası,iyi kalpli erendira,on iki gezici öykü bir kaçırılma öyküsü vs...
yüz yıllık yalnızlık,kırmızı pazartesi, kolera günlerinde aşk,yaprak fırtınası,benim hüzünlü oruspularım
20. yüzyılın en önemli yazarları arasında gösterilen marquez aynı zamanda gazeteci, yayımcı, siyasetçi ve senaristtir. daha çok yazar kimliğiyle tanıdığımız marquez özellikle kurgusal olmayan romanlarıyla dikkati üstüne çekti. kendi başına gelen ya da gazetede gördüğü bir haberi kendine özgü anlatımıyla anlatan marquez 1982 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandı. eserlerinden bazıları: albaya mektup yok 1961. yüzyıllık yalnızlık 1967. başkan babamızın sonbaharı 1975. kırmızı pazartesi 1981. on iki gezici öykü 1992.
bildiğim bazı eserleri şunlardır
-kırmızı pazartesi
-bir kayıp denizci
-aşk ve öbür cinler sadece gördüklerim bunlar
gabriel garcia marquez'in birçok eseri vardır. bunlardan bazıları; yaprak fırtınası, yüzyıllık yalnızlık, albaya mektup yok, bir kayıp denizci, iyi kalpli erendira, kırmızı pazartesi, başkan babamızın sonbaharı, kolera günlerinde aşk, aik ve öbür cinler, on iki gezici öykü, benim hüzünlü orospularım, bir kaçırılma öyküsü, doğu avrupa'da yolculuk gibi kitaplarıdır.