imanın esasları konusunda araştırmaya ve anlamaya dayanmayan, etrafından gördüklerine dayanarak edilen imandır.
mesela sık sık "eğer müslüman olmayan bir ülkede dünyaya gelseydin yine de islamiyete inanır mıydın?" sorusu ile karşılaşıyoruz. bu soruya verilen cevap, imanın niteliğini belirleyebilir. zira müslüman bir toplumda doğan kişi bir taraftan şanslıdır, son dine inanan insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda doğmuştur. kendi iradesi ile araştırmasa dahi ailesinden ve çevresinden bu dini görüp inanacaktır. bir yandan da şanssızdır, çünkü neden inandığını bilmeden inanmış olabilir. işte nedenini yeterince bilmeden, çevreye uyularak edilen iman, taklidi imandır.
islam dininde tefekkür çok teşvik edilmiştir. okumak, araştırmak, öğrenmek de çok teşvik edilmiştir. ama taklidi iman sahiplerine neden inandığını sorduğumuzda yeterli bilgisi olmadığından cevap veremez.
taklidi iman delile araştırmaya dayanmiyan imand'ir yani bu insan mevcudattakı allah'a damgaları, delilleri ve mühürleri okuyamaz