0

evet bu yaz oldukça güzel şeyler yaşadım.
sevdiğim insanlarla, bolca tatil yapabilme fırsatı yakaladım.
hatta yazdan kalma bir anımı paylaşmak isterim.
bu yaz doğum günüm yazlıkta olduğum döneme denk geldi.
ailem sevdiklerim yanımdaydı.
kuzenlerim doğum günüme iki gün kala yanımıza geldiler.
doğum günümün olduğu gün, yazlıkta sahil kenarında her zaman takıldığımız bir kafe var oraya gittik.
kuzenlerimden birinin sesi çok güzeldir.
hiç süpriz falan beklemiyordum açıkcası.
biraz oturduk, sohbet muhabbet derken kuzenim lavaboya gidiyorum diyerek yanımızdan ayrıldı.
gittiğimiz kafe canlı müzik yapan bir kafeydi.
bir ses duydum bugün kuzenimin doğum günü bu şarkıyı onun için söylemek istiyorum, bugün onun doğum günü iyiki doğmuş vs birşeyler söyleyerek, yıldız tilbenin en sevdiğim şarkısını söylemeye başladı arkadan pastalar,hediyeler gelmeye başladı çok mutlu olmuştum.
güzel bir anı olarak kaldı bende.

0

belki de yaşadığım en güzel ve en berbat yaz tatiliydi. öncelikle hayatımda ilk kez tatile çıktım. benim için çok güzel bir deneyimdi. yapmadığım bir çok şeyi ilk kez yapmanın mutluluğunu üzerimde taşıdım. diğer bir yandan bu tatile babam ve onun ikinci ailesi ile birlikte çıktım. içim baştan sona kadar hep bir miktar buruktu. babadan bir kardeşlerimle güzel zamanlarım olduğu kadar babamla da bir o kadar kötü zamanlarım oldu. belki de ikimiz de dominant karakterler olduğumuz için hiç anlaşamıyoruz. gerçi o sürekli anlaşma yoluna gitmeye çalışıyor. ancak ben ona olan kızgınlığımı hep bu tarz şeylerle çıkarıyorum sanırım. söylediği her şey bana batıyor ve her cümlesinde bir mana arıyorum. sürekli kendimi akşamları dışarı atıp olabildiğince yalnız kalmaya çalıştım. sürekli alkol aldım. tabii ki bunlar beni bir yere götürmedi. daha da geriledim. el mahkum her ne kadar yalnız kalmak istesem bile sonunda gittiğim yerde hep onlar vardı. kimseye bir suç bulduğumdan değil ama bazı şeyleri galiba hala kendime yediremiyorum. çok mutlu bir aileler. ben annemle yaşıyorum. biz de mutluyuz. ama bilirsiniz işte bir eksiklik her zaman insanın aklının köşesinde duruyor. dediğim gibi babadan bir iki tane kardeşim var. bir kız bir erkek. onlar adına çok mutlu olduğum kadar bazen imrendiğim de oluyor. anne ve babalarının ayrılıklarını hiç görmemişler. ikisinden de hayatlarının hiç bir döneminde eksik kalmamışlar. yaşamaları gereken ne varsa yaşamışlar. ben yaşamamam gereken de bir çok şeyi yaşadım. tatilde başıma gelen olaylarla ilgili çok detaya girmek istemiyorum. benim için biraz özel konular. psikiyatrıma bile anlatmadığım şeyler. bunun dışında kurban bayramından önce de beş yıllık ilişkim bitti. hayat tam bir keşmekeş halini aldı benim için. evlenme hayalleri kurduğumuz ve zaman saydığımız insanla daha fazla yürütemediğimiz ve artık birbirimizi anlamadığımız için ayrıldık. gerçi şükür bir süre sonra barıştık. ancak bunlar hep üst üste gelerek beni bitirdi resmen. belki de tatilde yaşadığım şeylerden dolayı tahammülsüzlüğüm arttı ve kız arkadaşımla da bu yüzden ayrıldık bilmiyorum. ancak söylediğim gibi benim için çok güzel olduğu kadar rezalet bir tatildi de. yaşadıklarımdan ötürü iştahım kesildi ve üç ayda 22 kilo verdim. bu kilo kaybı da beraberinde bir çok hastalığı getirdi. hala bu hastalıklarla uğraşıyorum. şu an yediğim ilaçta bana hızlı bir şekilde kilo aldırıyor. bünyemin artık dahasını kaldırabileceğini hiç zannetmiyorum. ani değişimler hiçbir zaman iyi değildir. bu dönemin etkisini ne zaman ve nasıl atlatacağımı bilmiyorum. siz hiç çok sevdiğiniz ancak nefret ettiğiniz bir dönem yaşadınız mı ? şimdi o tatilin tekrarlanmasını bile istiyorum bazen içten içe. belki de mazoşist bir eğilim içindeyimdir. belki de kötü bile olsa babam ve kardeşlerimle geçirdiğim dönem bana iyi gelmiştir. sanırım bazı şeyleri aşmam gerekiyor. ancak inanın başarabileceğimi hiç zannetmiyorum. şu sıralar babamla konuşmuyorum bile. buraya yazdıklarımdan onun haberi bile yok.

0

maalesef benim hayatım da pek güzel şeyler olmuyor. ayda yılda bir anca işte. bu yaz tatilinde de başıma sadece bir kere güzel bir olay geldi. arkadaşlarımla yaşıyorum ben. doğum günüm de işten yorgun argın eve gelmiştim. arkadaşlarımın hepsi evdeydi. her şey gayet normal duruyordu. hatta fazla normaldi. ben en azından bir pasta alırlar falan diye düşünmüştüm. ama ortada pasta bile yoktu. birisi oturmuş ağlıyor diğerinin bir yeri tutulmuş bir tanesi de ona masaj yapıyordu. bende unuttuklarını düşündüm. odama yöneldiğimde ağlayan arkadaşım bana çok kızdı ben burada ağlıyorum nereye gidiyorsun diye. bende kıyafetimi değiştirip geleceğim dedim. gel yanımda ol sonra değiştirirsin dedi. bende kırmak istemedim gittim bir yandan onu dinliyorum diğer yandan diğer arkadaşlar konuşuyor bir kaos ortamı falan. bir iki saat geçti artık saat on ikiye çeyrek falan vardı benim aklımda o kadar kargaşadan sonra doğum günü de kalmadı zaten. neyse ortam biraz sakinleşti artık ve bu defa hadi sen üstünü değiştir de çay içelim dediler. odama girdiğim an ağlamaya başladım. bütün oda balonlarla doluydu. her yerde notlar ve arkadaşlarımla çekindiğimiz fotoğraflarımız vardı. yatağımın üstüne serilmiş çok güzel bir kıyafet. o an dondum kaldım sadece gözümden yaş geliyordu. arkamı döndüm siz harikasınız demek için ve tabii ki ellerinde pasta hepsi kahkahalarla bana bakıyorlar. bu yazın en unutulmaz ve güzel anısıydı benim için.