0

roma’nın başında senato’nun atadığı ve “tanrıların rızasını” kazanmış olduğuna inanılan bir kral bulunmaktaydı. en yüksek hâkim, en büyük rahip ve ordunun en yüksek komutanı mevkiinde bulunan kral, siyasi, askeri, hukuki ve dini yetkileri şahsında toplayarak iktidarını mutlak ve en büyük kılmıştı. bu erişilmez iktidarın temelini buyurmak, emretmek yetkisi anlamındaki imperium ve atama ile azletme yetkisine sahip manasındaki auspicium oluşturmaktaydı. rahipler ve senato kralın danışma organlarıydı. senato’nun üyeleri, büyük arazi sahibi ailelerin reislerinden oluşuyordu ve sayısı yüz kadardı. patricilerden oluşan halk meclisi comitia curiata askeri bir nitelik taşıyordu. savaş ve barışa karar veren bu mecliste oylama kişiye göre değil curialara göre yapılıyordu.
krallık döneminde roma’daki senato, kral ve comitia curiata ilkel topluluklardaki örgütlenme ve kurumlardan çokta farklı değildi. devlet idaresi yazılı yasalara göre değil gelenek ve göreneklere göre yürütülüyordu. roma’nın gelişmesine paralel olarak gerçekleşen reform ve yeniliklerle bu kurumlar gittikçe olgunlaşıp çağımızı etkileyen gelişmiş roma devlet anlayışına dönüşecektir.