ülkemizde değişmesi gereken bir pek çok şey vardır bunlar en başta kuralları uymaktır söylenen söz kurallara uymamak için yapılmıştır ancak kurallara uymak hayat kurtarır bunlardan en önemlisi trafik kuralları iğdır ülkemizde bence trafik kurallarına uyulması değişmelidir çünkü sürücüler trafik kurallarına uymama kadar yalnız sadece sürücülerin suçu yoktur aynı zamanda yayalarda trafik kurallarına uymamaktadır alt geçit üst geçitleri kullanmamak da yola dire kaplamaktadır tüm bunlar kötü kasalarla sonuçlanarak can ve mal kaybına neden olur değişmesi gereken diğer bir husus da insanların kabalığı ve anlayışsız dağıdır çünkü insanlar birbirlerini anlamamakta çok fazla ısrar nedir empati kuramama özelliği türklerde gelenekseldir
kadına bakış açısı değişmeli öncelikle. atalarımızın kadına ''han'ım'' dedikleri anlayışın tekrar benimsenmesi gerekir. bir insan yetiştiren annedir çünkü.
onun dışında toplumda yaygınca gözlenen, ahlaki değerlerimizin yitirilmesi ve yozlaşmaya gidilmesi, paraya verilen değerin insanlığımızın önüne geçmesi, güçlünün güçsüzü ezmesi, insanın insana eziyet etmesi, yardımlaşmanın azalması, güvenin bitmesi gibi bir çok konunun değişmesi gerekmektedir. yaşanan kültür erozyonuna bilinçli bir şekilde müdahale edilmeli, eğitim konularında ciddi yenilikler getirilerek bu unsurların önüne geçilmeli.
rahatsız edici bir çok etmenler vardır. bunlardan ilki olarak
ormanların yok edilip taştan betondan çevre yapılmasıdır doğal çevreye zarar vermenin bedellerini büyük ödeyeceğiz.
iki olsraktan araç sayılarının artması ile egzozlsrdan çikan hava kililiğinin önüne geçilmesi gerekir daha ilerleyen bir teknolojilerin kullanilması ve geliştirilmesi gerekir.
üç olarakta bence sistemlerde değişikliklerin olması gerekir bir çok ya da az gereksiz sistemlere sahibiz.
fabrikaların farklı alanlara kurulması gerekir. şehir dışlarında olunması daha mantıklı doğal çevreye zarar verilmeden etkin bir şekilde kullanılması gerekir.
ülkemizde toplumsal olarak rahatsız edici o kadar çok konu var ki nereden başlayacağım bilemiyorum. bunların en başında toplumsal düşünce yapısı olarak "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" felsefesine doğru yürüyoruz. banenecilik almış başını gidiyor. öte yandan insanlar birbirlerine karşı saygısız ve görgüsüz olarak davranmaya başlamışlardır. daha sonra dedikodular insanları yaralamaktadır. gıybet dediğimiz dedikodu kişiler arasındaki bağı zayıflatmaktadır. millet olarak yatmaya, çalışmamaya çoktan razıyız. hep ayağımıza gelsin istiyoruz. hazıra konmayı seven bir milletiz. üretim noktasında sıfıra yakın bir politika izliyoruz. üretim yok, haliyle refah seviyesi de düşük. daha sonra gazete, kitap okumayan bir toplum olarak çok gerilerdeyiz. dünya sıralamasındaysa son onlardayız. hep başkalarını eleştirir dururuz. kimse kendine dönüp bakmaz. her kendine göre hatasız ve dört dörtlük sanki. insanların birbirlerine olan güvenleri son derece sarsılmış durumdadır. artık kimse kimseye güvememektedir. bundan dolayı toplumda bir güven sorunu yaşanmaktadır. apartmandak insanlar birbirlerini tanımamaktadırlar. selam dahi vermiyorlar. komşu komşuyu tanımıyor. insanlar gittikçe birbirinden uzaklaşıyor. kadın, erkek ayırımları olmaksızın herkes nasıl istiyorsa öyle konuşuyor. özellikle son yıllarda da kadına şiddet olayları artmıştır. ülkemizde ise bu durum maalesef çok fazla yaşanmaktadır. bir taraftan tedbirler alınırken bir taraftanda şiddet haberlerini hala duyuyoruz. bu bize cezaların caydırıcı olmadığını gösteriyor. bu konuda derhal acil bir önlem alınması gerekiyor. öte yandan hayvanlara yapılan işkencelerde gün gün haberlere konu olmaktadır. bu masum canlılara kim neden kıyar tam olarakta bilmiyorum açıkçası. bu hayvanlar korunmasız masum hayvanlardır. onlara eziyet, işkence yapmaya kimsenin hakkı yoktur. daha bir çok toplumsal sorunlarımız var ama bunlar şimdilik aklıma ilk gelenler oldu. toplumsal olarak mutllaka kaliteyi, yaşamın güzelliklerini, insanların birbirlerini anlamaya, tanımaya ve yardımlaşmaya, hep birlikte el ele vermeye ihtiyacı vardır. mutlaka olması gerekin huylardan biri de insanların artık empati yeteneğini geliştirmesi gerekiyor.
en başta araçlardaki bartı egsozların komple kaldılma işlmei orlak düşünmekteyim öyle bir ses veriyorlarki bazen hakikaten dayanılması ve öfkelenmemesi zor olarak görülmekte toplumsal kural oalrak da buna bende dail çevre kirliliğine önlem alınmakta herkes çogu insan yediği şeylerin atıklarını sağa sola atıyorlar kendimde daildir buna buna bir toplumsal kural koyulması ve çöplere atılması için bir şeyler yapılmalı düşüncesindeyim avrupa sokaklarına bakınca pırıl pırıl ülkemizd ene yazik ki durum çok farklı şekilde
türk milleti eskiden çalışkan azimli zeki sporcu idi ancak son zamanlarda insanlar kolay para kazanmak için türlü türlü sahtekarlık ve şaklabanlık yapıyorlar öncelikle bunu değiştirmesi gerekiyor millet olarak türklerin daha sonra maalesef ülkemizde kadın ve erkek konusunda çok kötü şeyler yaşanıyor kadına şiddet hat safhada öncelikle kadına şiddet az yapmamız gerekir daha doğrusu kadına şiddet çok terbiyesiz ayıp bir şeydir kadınlar da erkekler kadar hak ve hürriyete sahip insanlardır aslında kadın-erkek diye bir şey yoktur insan diye bir şey vardır daha sonra ülkemizde değiştirmesi gereken çok şeyden birisi de ekonomidir türkiye maalesef üretim yapamamaktadır bunun temel sebebi dışa bağımlılığı mıdır türkiye'de daha çok fabrika açılarak üretim desteklenebilir bundaki en önemli görev adamı aslında devlettir devlete çok iş düşüyor eğer ki fabrikalar açarak işçilere iş mühendislere iş verirse hem ülkemizde işsizlik sorunu ortadan kalkan hem de üretimi çok fazla artar devlet ekonomik politikasını çok çabuk değiştirmesi gerekmektedir eğer ki küresel güç olmak istiyorsak bu tür şeylerden kaçınmamız gerekir fabrikalar bir ülkenin son kalesidir kalesi olmayan ülkeler yıkılmaya mahkumdur bu sözü atatürk'e aittir ve çok severim