0

mimar sedefkâr mehmet ağa 1562'de rumeli den istanbul'a devşirme olarak geldi. sultan süleyman han hazretlerinin türbesi'nde bir yıl bahçe bekçisi oldu, ardından hasbahçeye girdi bir gün burada acemi olanların musiki meclisi'ni görüp,bu sana da hayran oldu. sazendenin yanına varıp bana bu sanatıöğret.dedi.adam eline bir tezene tutuşturdu. mehmet ağa bütün parasını veripne türlü saz varsa bana hepsinden birer tane al dedi. teyzen iyi çalmaya başladı. gece gündüz çalıştı öyle ustalaştı ki tezini çalarken elini salladı zaman elini hayali bir görünmez oldu. ancak bir gün çalışırken uyuya kaldı ve düşün de saz ve söz alemde dahi bir kabus gördü.sazendeye bunu anlatınca onu hemen makamı öğrenmeye ve ıslanırdı fakat merve daha dindar biriydi ve mûsikiden haz etmedi üstelik düşünüyorum bakmak için o zamanın olur şeylerinden vişne mehmet efendiye gitti işte mehmet efendi ol o sanattan vazgeç dünya bahir edin yararlı bir meslek seç dedi.mehmet ağa el bir şey sözünü tutarak musiki bıraktı sedef kerler loncasına girdi burada bir mimar ona hendese ben varlıkimin anlatacağım oemeta tamam bu benim sanatım işte dedi sedef kerler ondaki bebesi görüp şuna bir sunalım dediler yeni şunun eline bir keser keserle 1.02 çevirip bir yeniden inşa edenin bakalım kesi 16 isabet edecek mi mehmet daha bismillah deyipkezi aldı mehmet ağa el bir şey sözünü tutarak musiki bıraktı sedef kerler loncasına girdi burada bir mimar ona hendese ben varlıkimin anlatacağım oemeta tamam bu benim sanatım işte dedi sedef kerler ondaki bebesi görüp şuna bir sunalım dediler yeni şunun eline bir keser keserle çevirip bir yeniden inşa edenin bakalım kesi isabet edecek mi mehmet daha bismillah deyip keseri aldı. keser bir kere bile. dışınada açmadı üstatlar şaşkınlıktan baka kaldılar mehmet âli bir şeye giderek durumu anlattı ermiş mukabeleden sonra mimarlık sanatının başlamasını söyledi mehmet ağa evine gidip bütünüyle rica ederim dışarı çıkardı ve daha sonra mimar sinan gibi bir mimarın kalfası olmuştur.