0

ağaçlar hepimizin bildiği gibi ilk önce fidan şeklindedir ve çok incedir kırılmaya rüzgarlarda sonra zarar görmeye çok müsaittir ama büyüdükçe kendine yetmeyi kendi ayakları üzerinde durmaya başlar küçükken yardıma muhtaçtır etrafına tahtadan koruma yapmanız gerekir ama büyüdükçe o başkalarına yardım etmeye başlar çınarlar gibi gölgesinde dinlenesiniz yağmurlardan korunursunuz doludan korunursunuz insanlarda böyledir ilk küçük oldukları zaman başkalarının yardımına desteğine muhtaçtır ama büyüdükçe kendi ayakları üzerinde durmaya başlar ve en son o başkalarına destek olur ve yıllandıkça daha büyük ve daha sağlamlaşır

0

insanın da ağaç gibi kökleri vardır. kuşaklar gecsede hep o köklerden geliriz.hayat gibi dallar uzar meyve verir,insan da ağaç gibi meyveler verir yani çocuklarını dünyaya getir. kimi yeşerir,kimi kurur. insan da ölür ama ama yerine yeni nesiller gelir ve kökleri hep aynıdır. benim aklıma bu geliyor.

0

bunu ben bütün sözlerinde bir hikmet olan büyük usta nazım hikmet'in şu sözleriyle anlarım.

"...
kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
bu davet bizim

yaşamak bir orman gibi kardeşçesine
ve bir ağaç gibi tek ve hür
bu hasret bizim "

işte burada bir insanın kendi olarak özgür fakat içinde yaşadığı toplum içerisinde "kardeşce"sine yaşaması böyle yaşayabilmesi temennisi yatar ki zaten asıl olamsı gereken "insan" ve "insanlık da budur. allah bizlere böyle yaşamlar yaşayabilmemiz için hayatımızı düzenleyebileceğimiz güzel dinimiz "islamiyet"i bahşetmiştir.

diğer yandan da, insanlar da her ne kadar gezgin de olsalar ne kadar gezerlerse gezsinler tıpkı ağaçlar gibi bir yerde kök salma yerleşme ihtiyacı hissederler, geçici bile olsa illa ki herkesin bir adresi vardır.

allah kimseyi yersiz özellikle de "yurtsuz" koymasın.

ve nice zorluklarla kazanılmış bu vatan toprağı üzerinde yaşayan bizler, bunun kıymetini çok iyi bilip takdir etmeli ve asla nankörlük [ dolayısıyla aslında kendini, kendi özünü inkar etme ] gibi bir gafletin pençesine düşmemeli. oyun ise de bu oyunlara gelmemeliyiz. bunu gördüğümüz duyduklarımız üzerine yazıyorum.

nazım hikmet için de eğer yanlış tanıtıldığından dolayı öyle tanıyanlar var ise şunu söylemek istiyorum gerçek bir vatansever ve vatan şairidir ve kendisi de yaşadığı gibi bizlere de bu güzel duyguları yaşatacak sözleri, anlamlı şiirlerini miras bırakmıştır.

ve ayrıca ezilenin yanında olmuştur.

0

insan ağaca benzer bilgilendikce ağacın dallri gibi eğilir. hani meyveli ağaç eğer dallarini ya öyle birşey . zaten meyveli ağaçları taslarlar. eğer sizde bilgili biri iseniz çok ugrasaniniz olur.

1

insan ağaca benzer ama şunu çağrıştırıyor. ağacı da önce çok küçük bir fide olarak ya da tohum olarak toprağa ekiyoruz. bu insanın ana rahmine düşmesi gibi bir şeydir. insan nasıl ki annesinin karnında büyüyerek dünyaya geliyorsa tohumda toprağın altında büyüyerek sonrasında dışarıya filiz veriyor. sonra bu filiz büyüyerek yeşilleniyor ve daha güçlü daha sert bir yapıya ulaşıyor. yani aynı insanlar gibi insanlarda zaman geçtikçe büyük olgunlaşıyorlar. ardından bir şeyler öğrenerek tıpkı bir ağaç gibi yeşileniyorlar, güzelleşiyorlar. sonrasında hayatlarını başka biriyle birleştiriyor ve kendisinin de dünyaya çocukları geliyor. bu durumda tıpkı bir ağacın çiçek açıp ardından meyve vermesi gibi bir şeydir. çocuklarımız da bir nevi bizim meyvelerimizdir. ardından o meyvelerde toprağa düşüp büyük ve bizim geçtiğimiz yollardan geçerek onların da meyveleri olur.yani insanların yaşlanıp torun torba sahibi olması gibi bir durumdur.en son olarak da çok fazla yaşlanan insan doğanın kanunu gereği dünyaya gözlerini yumar ve hayat son bulur.ağaçlarda da durum aynı şekildedir çok fazla yaşlanan ağaç bir süre sonra kuruyup çürümeye başlayacaktır. bir süre sonra da gövdesi kendisini kaldıramadım da kendiliğinden çürüyüp yıkılacaktır. yani insan hayatı da resmen bir ağacın hayatı gibidir. doğar, büyür, çocukları olur ,gelişir çok zorluklarla karşılaşır, çok darbeler alır ,hayattan çok şey öğrenir ve sonrasında hayata veda eder. bu yüzden birçok ortak yönleri mevcuttur.

0

insan ilk evrede bitkiseldir. sonra hayvansal sonra insan mertebesine ulaşır. bu sözde manevî ışığı anlatan bir sözdür. toprak olan tekrardan toprak olacak bizler ağacın dallarıyiz. kök ise üst dünyalar manevi basamaklardir