0

gazneliler devrinde müslüman bir hükümdarda bulunması gereken siyasî, idarî ve askerî vasıflar yanında, sultanların adalet, cömertlik v.b. özellikleri de taşıması, ayrıca ilmî, edebî ve dinî terbiye almış olmaları gerekliydi. türk kültürü açısından bakıldığında bu hususların eski türk hükümdarlarında aranan alplik, uzluk, könilik ve bilgelik vasıflarına tekabül ettiği görülmektedir. sultan mahmud aynı zamanda ortaçağın en büyük ilmî şahsiyetlerinden biri olan türk asıllı ebû reyhan el-bîrûnî’yi de hârizm’i işgal ettiği zaman gazne’ye getirtti. böylece bîrûnî hindistan’a yapılan gazneli seferlerine katılma imkânını buldu. onun hindistan’daki temasları, öteki inanç ve âdetler hakkındaki sınırsız merakıyla tahkîku mâli’l-hind gibi büyük bir eserin meydana getirilmesini sağladı.
gazneli sarayı fars dili ve edebiyatının gelişmesinde önemli bir yere sahip oldu. bunda gazneli coğrafyasının özellikleri yanında sultan mahmud’un firdevsî, as- cedî, ferruhî gibi pek çok şaire cömertçe dağıttığı paraların etkili olduğu bilinmektedir. mahmud’un şiir ve şairden hoşlanıp kendi propagandasını yaptırmak için farsçayı bir araç olarak kullandığı söylenir. ayrıca bunun karahanlılarla yaptığı mücadelede “turan”a karşı “iran”ın koruyucusu ve başbuğu olmak isteğinden de kaynaklanmış olabileceğine işaret ederler. ona rağmen medreselerde arapça kullanılmakta, halk, ordu ve sarayda yaşayanlar türkçe konuşmaktaydı.