0

rivayete göre; halil ve ibrahim adında iki kardeş varmış. halil evli ve çocuklu ibrahim bekarmış. ikisinin ortak bir tarlası varmış ve çıkan mahsül'ü aralarında pay ederlermiş.
yine bir yıl buğdayı harmanlamışlar ve iki ye ayırmışlar. taşımaya sıra gelince, halil demiş ki ibrahim sen bekle ben gidip çuvalları getireyim ibrahim tamam demiş. halil gidince ibrahim düşünmüş abim evli ve çocuklu onun daha çok ihtiyacı var diyerek kendi payından onunkine atmış. daha sonra halil gelmiş ve çuvalları doldurmuşlar taşıma sırası bu sefer ibrahim'e gelince, halil içinden düşünmüş,ben evliyim kurulu bir düzenim var kardeşim evlenip yuva kuracak onun ihtiyacı var diyerek kendi payından onunkine atmış.
bu durum aralarında böyle devam etmiş ve ikisinin de birbirinden haberi olmamış. ve allah'ın o kadar hoşuna gitmiş ki bu durum mahsüllerine bereket gelmiş günlerce taşımışlar ama bitirememişler ve kendileri de bu duruma şaşırmışlar ve hikaye bu şekilde bitiyor. yani haksız kazanç olmayan helal bir şekilde çalışıldığı zaman rabbim de bereketini veriyor.

0

hikayeye göre halil ve ibrahim adında iki kardeş vardır. halil büyük kardeştir, evli ve çocukludur. ibrahim ise küçük kardeştir ve bekardır. tarımla uğraşmaktadırlar, arpa buğday gibi tahıl yetiştirirler... ürünlerini hasat ettikten sonra da yan yana buluna ambarlarına koyarlar.

halil ambara gidip geldikçe, "kardeşim bekar, evlenecek, paraya ihriyacı var." diyerek kendi ambarından kardeşinin ambarına aktarır tahıllarından..

ibrahim de her gelişinde "abim evli, çocukları da var. onların ihtiyacı daha fazla, ben tek başıma ne yapacağım tahılı ve parayı." diyerek kendi payına düşmüş tahıllardan ağabeyininkinin içine aktarır.

bir gün iki gün demezler, iki kardeş de her gün aynı şeyi yaparlar birbirlerinden habersiz olarak..

davranışlarıyla allahın rızasını kazanırlar ve allahın inayetiyle malları bereketlenir, ambarlar dolar dolar taşmaz... onşardan sonra gelen nesiller de bereketi hep onların adıyla tarif ederler... halil ibrahim bereketi...

0

hz.ibrahim çok cömert ve misafir perver biriymiş. evine bir misafir geldiğinde evindeki hiç birşeyi sofrasından eksik etmezmiş. hatta tek başına kaldığı zamanlarda sofra kurup yemek dahi yemezmiş. kendisine gelen hiç kimseyi boş çevirmezmiş hz. ibrahim bu sebeple çıkmıştır halil ibrahim bereketi sözü.

1

halil ve ibrahim kardeşlerdir. birlikte hasat yaparlar ve başlarlar hasadı paylaşmaya. biri bekar diye evli olan ona kendi payından koyar, öteki kardeşi evli diye kendi payından koyar. böyle çuvallara doldurmaya devam ederler ama yerdeki ürün bitmez artar. hasadı bitiren tarla komşuları küçücük tarlayı bitiremeyen kardeşlere bunu sorarlar. cevabı alınca da bu dilden dile halil ibrahim bereketi olarak anlatılır. rivayete göre şanlıurfa civarında yaşanan bir olaydır.

1

halil ibrahim bereketi diye tabir edilen; ibrahim peygamberin sofraya getirmiş olduğunu şükür ve nimet bolluğu anlamına gelir