çizmeden yukarı çıkmak; 19. yüzyılda, fransız ressamlarından delacroix paris'te bir resim sergisi açmıştır. sergiyi gezenlerden bir kişi, büyükçe bir şövalye tabosunun önünde uzun bir süre durur, yakından seyreder, uzaktan bakar, beğenmediğini belirtir.bu durum ressamın ilgisini çekmiş ve şövalyenin yanına gitmiş.
- bu tablo ile çok ilgilendiğiniz belli oluyor.
-evet demiş adam. şövalyenin çizmesindeki körük kıvrımlarında hatalar var gibime geldi.
- nasıl anladınız bunu bu işi mi yapıyorsunuz demiş.
- ben kunduracıyım çizme dikerim.
deyince ressam hemen tuvalini ve boyalarının getirir adamın dediği şekilde düzeltir ve gerçekten daha iyi olduğunu görür. adama teşekkür eder. fakat adam yine tablonun başından ayrılmaz bu kez de şövalyenin pantolununda ve kemerinde de hatalar olduğunu belirtince bu çok bilmişliğe dayanamayan ressam,
- bak dostum demiş sen kunduracısın , çizmeden yukarı çıkma demiş
ve bu deyimde böle çıkmış, ve bana göre anlatılmak istenen herkes kendi işini yapsın ötesine de geçmesinler.
ateş almaya mı geldin ?
-eskiden kibrit zor bulunurmuş ve her evde bulunmazmış. evlerinde ısınmak için yaktıkları ateş sönünce, komşuya gidilir bir parça köz alınırmış. ateş almak için komşuya giden kadınlar, köz sönmesin diye acele eder, muhabbet etmezlermiş. kapıdan içeri girmeyen, konuşmayı kısa tutup gitmek isteyen misafirlere ateş almaya mı geldin? sözü kullanılır ve bu söz o dönemlerden gelmiştir.
gökten zembille inmek deyimi;
seyhulislam zenbilli ali efendi, kısıtlı zamanı olmasına rağmen, halkın sorularını cevaplamayı ihmal etmezmiş. kendisine akıl danışacak, soru soracak halk 2 katlı evinin önünde toplanırmış, zenbilli ali efendi aşağıya sepet(zembilli) sarkıtıp, halkta o sepetin içine sorularını koyar, zenbilli ali efendi de sepet(zembilli) dolunca, sepeti yukarı çekermiş, sorulara cevap yazdıktan sonra zembille sarkıtırmış. bu deyim böyle ortaya çıkmış.