0

atatürk'ün devletçilik anlayışı, yeni türk devleti içinde bulunduğu koşullardan ihtiyaçtan doğmuştur. kurtuluş savaşı ülkenin zaten sınırlı durumda olan ekonomik kaynaklarını tüketmişti. bu nedenle cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik bakımdan geri kalmışlığın sona erdirilmesi gerekliydi. atatürk'e göre kazanılan askeri ve siyasi zaferlerin kalıcı olması ancak bu alanda başarılı olmakla mümkündür. atatürk bu anlamda siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler kalıcı olamaz, kısa zamanda söner. ifadelerini kullanmıştır. ilk planda bağımsız ve ulusal bir ekonominin temel esaslarının belirlenmesi amacıyla 17 şubat 1923 te izmir'de türkiye iktisat kongresi toplanmıştır. cumhuriyetin ilanından 1930 lu yılların başına kadar ekonomik kalkınma özel sektör üzerinden gerçekleştirmeye çalışılmıştır. devlet, denetim dışında ekonomik yatırım ve girişimlerle doğrudan ilgilenmemiştir. bu bu tercihte ülkede ticari yatırımların büyük oranda yabancıların denetimi altında olması rol oynamıştır. ülkede ekonomik altyapı yetersizliği de temel ve büyük bir sorun durumundaydı. özel girişimcileri desteklemek ve sanayi kuruluşlarının özendirmek amacıyla 28 mayıs 1927de teşviki sanayi kanunu kabul edilmiştir.fazla özel sektör türkiye'de sanayileşme hamlesini gerçekleştirememiştir. sermayenin yetersizliği, yetişmiş işgücü ve teknik bilgiye sahip elemanlardan yoksun olması, yabancı sermayenin etkinliği, yatırımların yeterli olmaması bu başarısızlığın temel nedenlerini oluşturmaktadır. bu durum devletçi ekonomik modelin türkiye'de ön plana çıkarılmasında etkili olmuştur. 1929 dünya ekonomik bunalımının olumsuz etkileri, zaten sorunlar yaşayanlar mali yapıyı daha da kötüleştirmişlerdir. atatürk'ün devletçilik anlayışı sosyalizm ya da kapitalizmin taklit edilmesi değildir. bu yönüyle karma ekonomi, olarak nitelendirilmiştir. karma ekonomi devlet ve özel sektörün birlikte faaliyette bulundurmasını öngörür. çıkarılan kanunlarla özel teşebbüs korunmuş ve desteklenmiştir. bir yandan fabrikalar kuran devlet,diğer yandan özel girişimciler ve hareket alanı oluşturmuştur. sağlanan ucuz kredilerle yatırımcı teşvik edilmiştir. atatürk'ün devletçilik anlayışı, özel teşebbüsü ve piyasa ekonomisini reddetmez. türkiye'ye özgüdür. devletçilik ilkesi ile türkiye'de planlı ekonomiye geçilmiştir.1933 yılında birinci beş yıllık sanayi planı kabul edilmiştir.