1

hepsini kendim yazdım !!!!
eshâb-ı kiramın büyüklerinden. islâmiyetin ilk yıllarında müslüman oldu. habeşistan’a sonra da medine’ye ilk hicret edenlerdendir. birinci akabe bîatında müslüman olan oniki kişi, resûlullah’dan ( aleyhisselâm ) dînî hükümleri ve kur’ân-ı kerîm öğretmesi için bir muallim (öğretmen) istediler. bunun üzerine resûlullah ( aleyhisselâm ) tarafından medine’ye muallim olarak gönderildi. bedir ve uhud savaşında muhacirlerin sancağını taşıdı. 3 (m. 625) senesinde uhud savaşında kırk yaşlarında iken şehîd oldu. mus’ab bin umeyr’in künyesi ebû muhammed olup, annesi ve babası tarafından kureyş’in asil ve zengin bir ailesine mensûb idi. zengin oldukları için gayet rahat bir hayat yaşıyordu. orta boylu güzel yüzlü, nazik ve yumuşak huylu idi. son derece zekî, fasîh ve belîğ (güzel) konuşurdu. aklı selim sahibi olduğundan putlardan nefret ederdi. annesi tarafından en iyi şartlar altında refah ve bolluk içinde yetiştirilmişti. güzel yüzlü ve zengin olduğundan mekke’de ona gıpta ile bakarlardı. peygamber efendimiz buyurmuşlardı ki: “mekke’de mus’ab’dan daha zarif, daha narin, daha güzel kimse yok idi. saçları kıvrım kıvrım idi.” bütün bunlara rağmen kalbinde büyük bir boşluk hisseden mus’ab bin umeyr, peygamberimizin ( aleyhisselâm ) bir merkez olarak seçtiği, islâmı anlattığı ve o zaman mekke’de müslümanların toplandığı erkam bin ebî erkam’ın evine giderek müslüman oldu. mus’ab bin umeyr’in ailesi durumu öğrenince, onu dininden döndürmek için evlerindeki bir mahzene hapsederek günlerce aç ve susuz bıraktılar. arabistan’ın yakıcı güneşi altında uzun müddet bırakarak ağır ve tahammülü zor işkenceler yaptılar. fakat mus’ab bin umeyr, bu ağır ve acımasız işkenceler karşısında sabır ve sebat göstererek asla islâmiyetten dönmedi. islâmiyeti kabûl ettikten sonra mekke’deki hayatı değişen ve işkencelere ma’rûz kalan mus’ab bin umeyr, müşriklerin ağır işkenceleri ve zulümleri sebebiyle habeşistan’a hicret etmelerine izin verilen müslümanlarla birlikte habeşistan’a hicret etti. bir müddet orada kalıp, her türlü sıkıntıya katlandı. daha sonra dönüp peygamberimizin ( aleyhisselâm ) yanına geldi. onun bu gelişini hazreti ali şöyle anlatmıştır: “ben resûlullah ( aleyhisselâm ) ile oturuyordum. bu sırada mus’ab bin umeyr geldi. üzerinde yamalı bir elbiseden başka birşey yoktu. resûlullah ( aleyhisselâm ) onun bu hâlini görünce mübârek gözleri yaşla doldu. çünkü o müslüman olmadan önce servet içinde idi. dîni uğruna bunları terk etti.”

mus’ab bin umeyr müslüman olduktan sonra kendisine yapılan her türlü işkenceye ve çektiği fakîrliğe rağmen dîninden dönmemesi üzerine, peygamberimiz ( aleyhisselâm ) onun hakkında, “kalbini allahü teâlânın nurlandırdığı şu kimseye bakın. onu anne ve babasının yanında onların buna en iyi yiyecek ve içecekleri verdiklerini gördüm. allah ve resûlünün sevgisi, onu gördüğümüz hale getirmiştir.” buyurmuştur.

birinci akabe bîatında müslüman olan medineliler, kendilerine dîni öğretecek bir öğretmen istediler. peygamberimiz (