sevr barış antlaşması, adındaki barış'a inanmayıp resmen topraklarımıza çöreklenmek için uydurulmuş hiçbir resmi dayanağı olmayan bir anlaşmadır.anlaşma şartları o kadar ağırdır ki ilk giden osmanlı devleti heyetindeki heyet başkanı ahmet tevfik paşa koşulların ağırlığından dolayı anlaşma imzalamak görüşmelerden çekilmiştir.tabii daha sonra damat ferit faktörü ön plana çıktığı için yeni bir heyetle gönderip bu anlaşmayı imzalatmıştır. anlaşma osmanlı devleti'nin boğazlar ve marmara denizi kontrolünü tamamı ile yabancıların kontrolü ne bırakıyordu. doğu anadolu bölgemizde özerk bir devlet kurulmasına olanak bırakıyordu resmen devleti parça parça ediyorlardı.doğu anadolu'nun kalan kısmında ise ermeni devletinin kurulmasına ve bu toprakları erim'in devleti'nin topraklarına dahil edilecektir. bu illerimiz trabzon, erzurum, van ve bitlis gibi illerimizdi.batı anadolu ve doğu trakya da yunanistan'ın himayesine ve kontrolüne geçecekti. güneydoğu anadolu bölgemizde italyanlar kontrolü olacaktı. yani işin aslı osmanlı devleti küçücük 50000 civarında askeri olan uydu devlet gibi kalacaktı. fakat bu anlaşma hem kuvayi milliye ve türkiye büyük millet meclisi tarafından kabul edilmemiş olup,aynı zamanda osmanlı meclisince de onaylanmadığı için hukuken meşru bir anlaşma değildir. yürürlüğe girmeyip ölü doğmuş bir antlaşmadır.
itilaf devletlerinin 1 dünya savaşı sonunda artık osmanlı üzerindeki emellerine ulaştıklarını sandıkları anlaşmadır sevr anlaşması. tamamen bir sömürge devleti kurma çabalarıdır. bu anlaşmayla osmanlıyı dolayısıyla türkleri yeryüzünden silmeyi planlamışlar, hesaplamışlardır. fakat ne bilsinler tam da böyle bir zamanda tam da gereken niteliklerde bir deha ortaya çıkıp milletini örgütleyecek, tarihinde hiç biz zaman ve koşulda esir olmamış bağımsızlığına düşkün bu millet de, "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen böylesine kendini vatanına adamış fedakar bir insanın komutanın, vatanseverin, liderin peşinden arkasından giderek canını ortaya koyarak, yurdunu yeniden inşa edecektir.
işte bu, hiç hesapları dahilinde değildi. hiç de düşünemezlerdi. ve bu hesapları, hayal ve umutları, bir başkasının vatanını işgale kalkışan, gelen bu işgalciler için onları gördüğünde;
"geldikleri gibi giderler" diyen, diyebilen bir komutanın "tam da zamanında" [ nasıl olduysa değil mi, bunu atatürk e nankörlük edip,- ne dinsizliği ne sarhoşluğu kaldı- dil uzatanların iyi düşünüp bellemesi gerekiyor ]
bu topraklar yüzeyinde var olmasıyla engellenmiştir.
böyle bir insan işgalciler tarafında da ortaya çıkabilirdi ya da çıkabilir miydi, bir düşünün, düşünülsün. bu, böyle bir millete yüce allah ın bir lütfuydu tabii ki.
işte atatrük e dil uzatma cüretini ve hakkını kendilerinde görenler, kitabımız kuran ı kerim "akıl edin" diye emrettiği halde bunu dahi [ inançlı insanlar bu hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını bilir ] düşünmekten, akletmekten acizdirler.
sevr anlaşması hasta adam olarak görülen osmanlı'nın topraklarının sömürgeci itilaf devletleri arasında paylaşılmasının resmi belgesidir. tbmm kurulunca bu anlaşmayı tanımamış ve misakı milli sınırlarımız benimsenerek kurtuluş savaşı gazi mustafa kemal atatürk önderliğinde kazanılmıştır . böylece sevr dayatması da geçersiz olmuştur.
sevr anlaşması itilâf devletlerinin osmanlı devletinin topraklarını kendi aralarında paylaştıkları bir anlaşmadır.