0

küresel ısınma kaynaklı sorunların büyük bir kısmı su sorunlarını içeriyor. dünyamızın dörtte üçü denizler ve okyanuslar ile kaplı olmasına rağmen susuzluk sıkıntısı çekmekteyiz. çünkü bu sular tüketilemez. bunun sebebi vücudumuzun günde beş yüz miligram tuza ihtiyacının olmasıdır. bu da çeyrek çay kaşığına tekabül etmektedir. formülü nacl olan bu tuz vücudumuzun su dengesinden sorumludur ve sinirlerin iletilerini ulaştırır, oksijenin iletilmesini; hatta kaslarımızın çalışmasını sağlamaktadır. kanımızın yüzde dokuzu, tüm vücudumuzunsa yüzde yirmi beşi tuzdan oluşmaktadır. deniz suyunda ise yüzde üç buçuk oranında tuz bulunmaktadır, yani bu da vücudumuzda bulundurduğumuz kanım yaklaşık üç katı anlamına gelmektedir. eğer biz bu tuzlu suları içersek vücudumuzdaki tüm sıvılar tükettiğimiz fazla suyu vücuttan dışarı atmak için seferber olur. hatta hücrelerimizdeki sıvılar dahi yardıma koşar ve biz bundan sonra çok kısa bir süre içerisinde dehidre oluruz. öyle ki hücrelerimiz susuzluktan işlerini yapamayacak duruma gelirler. bu olay ekstrem durumlarda bilinç kaybı, beyin hasarı gibi sonuçları doğurabilmektedir. bu sırada hızla çalışmakta olan kan hücrelerimiz de tuzu alıp, vücuttan dışarı atılmak üzere böbreğe taşır. böbreğimiz fazla tüz yüklenmesi sonucunda buna dayanamayarak iflas eder ve bu durum bu yüzden ölümle sonuçlanabilir. iki bin iki yılında dünyadaki deniz suyunu içme suyuna dönüştüren on iki bin beş yüz termik santral bulunmaktaydı. dünyadaki toplam su tüketiminin yüzde biri bu şekilde karşılanıyor ve bunun yüzde yetmişi de suyun az olduğu orta doğu ülkelerinde tüketiliyordu. suudi arabistan, libya, birleşik arap emirlikleri, katar, bahreyn gibi.

1

deniz suyu tabiki ilk olarak tuzlu olduğu içilmez.hemde tabiki milyonlarca kişi denizlerde artı buda bir neden.