0

ilk yaratıcı, ilk cevher, zorunlu varlık, faal akıl, sonsuz iyiliktir.

0

ibn sînâ “ahlak ilmi” kavramını kullanmadığı gibi bu alanı bütünüyle ifade etmek için başka bir kavrama da müracaat etmemektedir. ancak risalede sıklıkla kullanılan adalet/itidal, fazilet, rezilet, saadet, nefs, beden, âdet, zikir, dua, irade, kabiliyet, melik, medenî/şehirli kavramlarının ibn sînâ’ya göre ahlak ilminin temel kavramları olduğunu söylemek mümkündür.

ibn sînâ’ya göre adalet, birbiriyle zıt huylar arasında nefsin orta halde bulunmasıdır. insanın bedenî fiillerinin ona saadet vermesi ise bu fiillerin adalete yönelmesi ile mümkündür (s.234). risalenin bir başka yerinde ise faziletin, iki rezilliğin ortasında olduğu ifade edilmektedir (s.240). bu ifadelerden adalet ve itidalin fazilet ile eşdeğerde olduğunu anlayabiliyoruz. ibn sînâ’nın adalet ve itidal vurgusu ölçülü olma/kategorize edilme haline işaret etse de, itidal noktasının kişiden kişiye göre değişebileceğinin ifade edilmesi (s.233) kanaatimizce insanın özgürlüğünün, bireyselliğinin ve biricikliğinin gerçekliğine delalet etmektedir. böylelikle ibn sînâ, adalet halinin insanın durumuna göre değişebileceğini göstermektedir.

ibn sînâ’nın ahlak anlayışında bedenden tamamen tecrit olma düşüncesi bulunmamaktadır. bunu, bedenî fiillerin saadete vesile olması fikrinden çıkarıyoruz. dolayısıyla nefsin, beden ile ilişkisi de itidal çerçevesinde ele alınmalıdır: ne tamamen bedenin boyunduruğunda olan bir nefs, ne de bedenden tamamen uzaklaşmış bir nefs. ibn sînâ risalenin bir yerinde dengeli olmayı “bağımlılıktan uzak olmak” (s.235) şeklinde tefsir etmektedir. buna göre esas olan nefsin, bedene hâkim olmasıdır. bedenin nefse hâkim olmasına (bağımlılığa, düşkünlüğe) izin verilmemelidir.
ibn sînâ’ya göre nefsin beden üzerindeki hâkimiyeti iyi fiillerin ve bilhassa ibadet ve zikirlerin müdâvemeti ile temin edilir (s.235, 236). buradaki süreklilik, âdet ve dolayısıyla ahlak kavramını çağrıştırmaktadır. öyle ki nefsin bu iyi fiillere devam etmesi, bir süre sonra bu fiillerin o kişide ahlak haline gelmesini temin etmektedir. nitekim ibn sînâ da risalede kişinin fazilet veya rezilet sayılan eylemlerden birini yapmasının istidat sebebiyle değil, âdet sebebiyle olduğunu belirtmektedir (s.239). öte yandan ibn sînâ’ya göre bedenî fiillerin nefs üzerindeki etkisi hiçbir zaman nefste bir tabiat oluşturmaz (s.235). bu yaklaşımda kötülüğün, ontolojik değeri bakımından iyi olan nefste kalıcı tesirler yapamayacağı anlaşılmaktadır. ibn sînâ’nın sisteminde kötülük, yoklukla eşdeğer ve arizî olduğuna göre nefsin iyi ahlakı için de her zaman bir imkân vardır. hatta ibn sînâ’nın bu bağlamda “iyilikler kötülükleri giderir” (11. hud, 114) ayetine atıfta bulunmasının (s.235), kötülüğün aslî değil, giderilebilir bir şey olduğuna delâlet ettiğini düşünüyoruz.
ibn sînâ’nın, ibadet ve zikir konusunda söyledikleri ile ilgili olduğunu düşündüğümüz orijinal bir yaklaşımı dua konusundadır. genellikle dua kavramı, kişinin elinden geleni yaptıktan sonra tevekkül ederek işin akıbetini beklemesi bağlamında ele alınmaktadır

0

ibni sina ahlak kavramını iyi ahlak ve kötü ahlak şeklinde olumlu olumsuz vasıflara birlikte zikretmek de ayrıca risalenin bir yerinde onu nefsin bedene boyun eğmesi sebebi ile meydana gelen durum olarak tanımlamaktadır buradan anladığımız kadarıyla ibni sina ahlakı kişinin mutlak anlamda huyları olarak telakki etmektedir kanaatimizce ahlakın tanımında geçen nefsim bedeni boyun eğmez ifadesi kişinin ahlak haline getirdiği fiilleri üzerine düşünmeksizin ve durmaksızın yapması anlamında ibni sina tarafından kullanılmıştır aksi takdirde bu ifadenin kişiye hakim olması anlamında verilen bir durum ortaya çıkarır ki ahlakın bu şekilde tanımlanması mümkün değildir çünkü ibni sina bizzat iyi ahlak tabirini de kullanmaktadır ibni sina'ya göre ahlakın amacı insan için öncelikli olarak gerekli olanın kemal'e aramak olduğunu belirtmektedir bu ifadeden en az 2 sonu çıkarabileceğini düşünüyoruz birincisi insan nefsi noksandır bu nedenle kemal onun için bir kaya haline gelmektedir 2 sonuç ise kemal'in bulunan değil aranan bir şey olmasıdır bu anlayış kemal'in zatı bakımından insanın hepsi için mümkün olmadığını göstermektedir önemli olan kemal'i arama iradesini ve iradenin eylem boyutunu gerçekleştirilmektedir bu noktada ortaya çıkan soru kemal'in nasıl aranacağdır.ibni sina göre ahlak ilminin temel kavramları nelerdir ahlak kavramı kullanmadığı gibi bu alanı bütün ile ifade etmek için başka bir kavrama da müracaat etmemektedir ancak risalede sıklıkla kullanılan adalet itidal fazilet rezil et saadet neden adet zikir dua irade kabiliyet melik medeni şehirli kavramlarının ibni sina'ya göreahlak ilminin temel kavramları olduğunu söylemek mümkündür ibni sina'ya göre adalet birbirine zıt yönler arasında nefsin ort halde bulunmasıdır.insanın bedeni fiillerinin ona saadet vermesi ise bu fiillerin adalete yönelmesi ile mümkündür risalenin bir başka yerinde ise faziletini kirliliğinin ortasında olduğu ifade edilmektedir bu ifadelerden adalet ve itidalin fazilet ile eş değerde olduğunu anlayabiliriz. ibni sina'nın adalet ve itidal vurgusu ölçülü olma kategorize edirne haline işaret etse de itidal noktasının kişiden kişiye göre değişebileceğini ifade edilmesi kanaatimizce insan özgürlüğünün bireyselliğinin ve biricikliginin gerçekliğine delalet etmektedir böylelikle ibni sina dalet halinin insanın durumuna göre değişebileceğini göstermektedir ibni sina'nın ahlak anlayışında bedenden tamamen tecrit olma düşüncesi bulunmamaktadır bunu bedeni fiillerin sadete vesile olması fikrinden çıkarıyoruz

0

ibni sinaya göre ahlak kişinin kendi içinde başlayıp kendi içinde son bulan davranışsal düşüncelerin tamamıdır.ahlak karakterini olgunlaştırabilen yaratıcıya bunu gösterebilen erdemli kişilerde olması gereken bir konudur.ahlaklı olmayı insanların tarih boyunca toplumların alışkanlıkları ile ortaya çıkarttığı bilinsede asıl kaynağı yaratıcıdır ve onun hükmü doğrultusunda ahlaklı olmayı öğrenmişizdir.ancak dinler olmasa da insanlık ahlaklı olmayı kendisi keşfedecekti fakat daha uzun bir zamanda.ibni sina ahlakı kendi içindeki iyi veya kötü yanların tamamıyla düşünmektedir.fakat kesin bilgi için ayrıntılı inceleme yapmanızı öneriyorum.

0

ibni sina ya göre iki türlü ahlak vardır. allah her ikisini de yaratmıştır. bunlar iyi ahlak ve kötü ahlaktır. ve bunları seçmesi için allah insana irade vermiştir. yani her şey insanın elindedir.
insanın özgür iradesi ve özgür seçimleri vardır ve ne sectiyse kendinden gelir.

0

ibn-i sina ya göre ahlâk erdem sahibi olmaktır.yani erdem sahibi olarak insanlığı yoktan var eden yüce allah'a yakın olmaktır.bunun için ise yüce allah'ın verdiği emir ve yasaklarını insanlara dili döndüğü kadar anlatmaktır

0

ibn-i sina ahlaka felsefe içinde yer vermektedir. felsefeyi iki kesime ayırmıştır teorik olarak ve pratik olarak bizim bu soruda ihtiyacımız olna pratik olan kısımdır çünkü bu kısımda ekonomik, hukuk ve ahlak olarak üçe ayırmıştır. ibn-i sina'ya göre ahlak nefsi eritebilmek için fazileti ve faziletin nasıl kazanıldığını, nefsi temizleyebilmek için kötülükleri ve nasıl kötülüklerden nasıl korunmamız gerektiği ile ilgili kazanımlardır. ibn-i sina ahlakı ikiye ayırmıştır. teorik olarak ve pratik olarak; teorik olan allah'ın özellikleri gücü, hayrı, şeri, adaleti, mutluluğu, cennet ve cehennemi, günahı insanın allah'a karşı görevleri gibi konuları işlemiştir. pratik ahlak ise içeriğini teorik ahlaktan almaktadır ve alt kategorisi olarak düşünebiliriz.

1

durustluk,açık sözluluk ve yardımseverliktir...

1

ibni sina ya göre ahlak bir insanın karakteridir, doğruluğu ve yardım severligidir

0

bu altin sorulara nasil cewap verilir ... nasil katlanir

1

ibni sina'nın ahlak anlayışıibni sina hemen bütün eserlerinde alaka yer vermiştir o bu konuda metafizik düşünceler ile islam esasları uzlaştırma yönelmiştir ibni sina'nın ahlak basindaki fikirleri temelde aristo'dan esinlenmiş gibi görünse de sokrates ve platon ile özellikle de islam dininin ilkeleri ile tamamlanmaktadır ibni sina'ya göre allah ilk cevher ve zorunlu varlıktır her şey ondan çıkar hayır ve ser allah'tandır ancak allah insanları böyle davranışları yapmaya zorlamak allah'ın insani var etmesi bir lütuftur insan yaratıcısına layık olmaya çalışmalıdır kötülük ondan değil eşyadan gelir inayet allah insanları kötülükten muhafaza etmek hususundaki lütfudur kötülük şu kısımlara ayrılır
-zayıflık bilgisizlik yaratılıştaki noksanlık ve eksiklik manasında gelen kötülük bu fiziki bir kötülüktür
-elem keder gibi maddi ve manevi manada kötülük bulur psikolojik bir kötülüktür
-metafizik kötülük filozof buna günah diyor
insan mutlu olmak için ruhunu temizlemeli davranışlarını kontrol etmelidir rica abla insanları iyi veya kötüyü seçmesi için cüzi irade vermiştir iyi seçen de inayet esirgemez din ile ahlak annesi olmamakla beraber birbirinden ayrılmaz bir bütün lerdir hakiki manada dinler olmak hakiki manada ahlaklı olmaktır ahlaksız bir dinler olamaz filozofa göre alemde yaygın ve esas olan iyiliktir kötülük iyilik ihtiyacının bir neticesidir ibni sina duyularla elden lezzetlerin bir hayal olup gerçek olmadığını gelecek olan lezzetlerin ehli lezzetler olduğunu söyler arif ve 2 lezzetlerle itibar ederek sadece ulaşırlar

0

ibni sinaya göre ahlak huzurlu.ahlaklı düzgün konuşan kimseyi kirmayan ve vocuklarin en iyi ortamda olmasıni isteyen ibni sina bize deger vermiştir.toplumun adaletini ve toplumun düşuncesinide unutmamıstır.ibni sinanın topluma birçok yararı olmuştur

0

ibn-i sina ya göre ahlak insanın doğup büyüdüğü ortama göre değişmektedir.insan doğup büyüdüğü ortamın örf,adet,gelenek ve inançlarla şekillenir.ibni sinaya göre toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak,toplum tarafından kabul edilmiş kurallardır.insanın doğru ile yanlışı ayırt etmesini sağlayan ilke ve kurallardır.güzel ahlak dinin gereği olduğunu ve kötü ahlaklı insanın iyi bir dindar olamayacağını söylemiştir.insanın mutlu olabilmesi için ruhun temizlemesi gerektiğini belirtmiştir.ahlakla dinin aynı şey olmadığını ama bibirindende ayrılmayacağını söylemiş.allahın iyi ve kötüyü ayırt etmek ve seçmek için akıl verdiğini iyiyi seçmenin güzel ahlak olduğu bu dile getirmiştir.

0

benim yorumum ibni sinaya göre doğruluk dürüstlük ve erdemliktir diye düşünüyorum

0

ahlâk insanların doğruluk duruslugudur insanlar

1

ibn i sinaya göre ahlak çok önemli bişeydir.

0

ibini sinaya gore ahlak insanın
toplum icinde yaptıgı
davranıslardır toplumdaki
ahlak insanlar hal ve hareketi
giyinisi konusmasi ile
ilgili bazı konulardır
ibsanlar etikle karıstırabiliyor
ahlaki etik devlet kademesi veya bir uste yapilması gereken
davranıslardır
ahlak ise toplumdaki davranişlarin toplumun hos karşilanip karsilanmamasiyla
ilgilidir örnek toplumda önce
büyükler oturur sofraya daha
sonra kücükler oturur bu ahlakla ilgilidir

0

ibni sinaya göre ahlak kişinin anne babasına saygı göstermesidir mesela arkadaşları biryere cagirdiginda egerki anne babasi gitme deyipte gitmeyip anne babasını seviyorsa ahlaklidir allahın haramlarina helallerine dikkat ediyorsa gibi gibi şeylere dikkat ediyorsa tamam ahlaklidir o kimse

0

insanın ruhundan inancından allaha inancından gelir ibni sinaya göre ahlak. insan iyi ya da kötü olabilir önemli olan içindeki sese inanmasıdır ve iyi tarafını ya da kötü tarafını kullanması gerektiğine insan kendi iradesiyle karar verir.

0

ibni sinaya göre ahlak herşeyden çnce gelir