0

sene 2011 genç im kanımın kaynadığı zamanlar , bir gün amcam telefon açtı istanbul da seçmeler var gel dene kendini demişti . benim tüm masraflarımı karşılayıp beni istanbul'a getirmişti . bende o hafta için stadyumdan çıkmamıştım oturduğum yerde sürekli idman yapıp kendimi ona hazırlamıştım . beklenen gün gelmişti bende tam anlamıyla hazırdım . idmanlara çıktık ilgin her şey güzel geçmişti , beni beğenmişlerdi ama kendi gelişimim için o kulübün alt yapısında oynamaktansa o bölgede o takımın bir alt liginde idmanlara çıkmaya başlamıştım. bu başımdan geçen en heycanlı olay , ben sakatlandıktan sonra herşeyi bırakmam bende tatlı bir anı bıraktı.

0

ben nedense heyecanı fuarda yaşıyorum. izmir fuarda mesela ne bileyim böyle insanların kurduğu oyuncağı mesela çok binerin. ben aksiyon severim yani mesela heyecanı da çok severim onun için her zaman böyle böyle tehlikeli oyuncakları binmeyi daha çok seviyorum, o da bana çok heyecan veriyor. ailem korkar mesela yapma kızım ,etme kızım falan filan ama hiç umrumda olmaz yani seviyorum sonuçta ölümün nereden geleceği belli değil ben heyecanı yaşamayı severim bu hayatın heyecanı ,meyecanı yok.

0

yaşadığım en ilginç olaylardan birini anlatacak olursam eğer lise 3 te okulu bırakmayı düşünüyordum çünkü okumanın bana bir şey kazandırmayacağını düşünüyordum o zamanlar beni ailemizin durumu da yeteri kadar iyi değil ne yapıp edip hani çalışma ya ve yani iş hayatına atılmak istiyordum babam da bu konuya tamamen karşı çıkıyordu okulun bitirmem gerektiğini söylüyordu bana hep zor bela okulu bir şekilde bitirmeye çalıştım öyle veya böyle hiç iyi notum yoktu hani bütün notlarım geçen not 57 o civarda seyrediyordu daha sonra liseyi ortalama bir not ile bitirdim üniversite sınavına girdim barajı bile geçemedim ta ki o sınav sonuçlarının açıklandığı güne kadar babam bana o kadar ağır konuşmuştu ki hani ne yaparım nasıl yaparım nereye giderim ne iş yaparım diye düşünmeye başladım 1 yıl boyunca meyve sebze halinde çalışmaya başladım gece 2 de gidip işe sabah 10 da çıkıyordum bu böylece 1 yıl boyunca devam etti sabah 10 buçuk gibi evde oluyordum birkaç saat uyuyup uyuyup ardından babamın da sözüyle derslerime çalışıyordum o yıl polis meslek yüksekokulları yani p myo başvurmam gerektiğini düşündüm ama üniversite sınavından 260 baraj puanını geçmem gerekiyordu kendimi tamamen bunu adamıştım sabah 10 da eve geliyordum bir kaç saat uyku uyuyup ardından kalkıp tekrar derslerime çalışmaya başlıyorum bir tek hedefim polis olmaktı bunu babama söyledim babam da sevinçten gözyaşlarına boğulmuştu çünkü benim gerçekten iyi bir adam olmamı iyi bir meslek sahibi olmamı gönülden istiyordu aynı şekilde annem de günler haftaları haftalar ayları kovalıyordu derslerinde gün geçtikçe iyiye gidiyordu ne yapıp edip bu sınavları kazanmalıyım fiziken de kendime güveniyordum 2. yılında üniversite sınavına girdiğimde yani ygs'ye tam tamına 292 puan almıştım bu çok 1 puan olmasa da benim için gurur verici babam için ise çok farklı bir duyguydu çünkü hiçbir beklentim yoktu polis meslek yüksek okullarına başvurdum yine hayal kırıklığına uğramamak için kendimi buna göre adapte etmemiştim aileme de diyordum yap zaten olmaz bana gelmez kazanamam çünkü kaybettiğim zaman çok üzüleceğimi biliyordum ama yüce allah'ın belkide bir lütfudur bu polis meslek yüksekokulları sınavlarına girdim ve 2 yıl boyunca orada eğitim aldım şu anda ise yaklaşık olarak 6 aylık memurum hayatındaki en heyecan verici anı anlatmam gerekirse polis meslek yüksek okulları sınavlarının açıklandığı gün ve babamın o günkü yüzündeki masumiyet ifadesi diyebilirim

1

yaşadığım en heyecanlı olay lunaparkta makas gibi bir şeye binmiştim baya çok heyecanlı bir şeydi hiç unutmam hala gözlerime geliyor müthiş bir şeydi ya .

1

belki çok yaşadığım şey oldu ama bana en çok heyecan veren.. ehliyet sınavımdır. ama imtihan heyetine bir şey belli etmeden hatta aynadan onlara bakarak göz teması kurup konuşarak sorduklarına da cevaplar vererek parkuru tamamlamam.. sonucu da o an demiyorlar. ben heyecanlandım bunu şöyle anladım.. resmen derler ya dilim damağım kurudu.. ağzımın içi kupkuruydu.. konuşurken bile ağzımda çok özür dilerim tükürük çoğaltmaya çalışıyordum..zira ikinci hakkımdı..ilk sınava gireceğim zaman sınav tarihinden iki gün evvel bahçede düşmüş ve sağ dirseğimi kırmıştım. tabii sınava giremedim.. toplamda 4 üne de sağlık hakkıyla beraber.. yandıydı tüm emeklerim..sonra tekrar kurs parası verip bu sefer sadece belli saatte direksiyon dersi alıp "mecburmuş" sınavı beklemeye başladım.. ve girdiğim ilk sınavda başarılı oldum.. aklma gelen bu oldu.. sorunuzu okuduğumda..