0

7 ve 10. yy.da hüküm süren hazarlar dönemin güçlü devletleri olmuştur. göçebe yaşamışlardır. hazar kelimesinin anlami küçük ve çekik gözdür. hazarlar çeşitli bir etnik yapiya sahipti. bircok kavmi idaresi altına almıştı. hayatlari ticaret olan bir devlettir. e haliye birçok milletle kültür alışverişi oluyordu. bu kadar çeşitli bir milet tabii ki birçok dini bir arada yaşadı. hazarlar aslinda gök tanrı inancına inaniyordu. ama hazar hakani rahat tavırlarıyla din konusunda da kendini belli etti. yüksek zümre musevi mensubuydu tüccarlar müslüman ve halkin belirli kismi da ortodokstu. hazar hakaninin bu rahatlığı ülkenin bel kemigini oluşturan ticareti zayiflatmama adina elinde tuttuğu bir kozdu. gok tanri inancini sürdürmek istemiyorlardi çünkü kagana gore bu din bsrbarcaydi. hazarların museviligi kabul etmesiyle ilgili ibrani kaynaklarında mektuplar vardır. josef in hikayesine göre hazar hakanı bulan a rüyasında melek görünür ve ona gerçek tanriya tapmasini emreder. karşılığında bulan 'ın soyunu tanrinin kutsayacagini ve krallığını dünyanın sonuna kadar sürdüreceğini söyler. bunun üzerine bulan tek tanrılı dinlerden birine inanmaya karar verir ve üç dinden elçi çağırır. bu teoriye göre ilk başta hıristiyanlığı seçti ama bu dinin yanlışlarını görmüş pisman olmuş bu sebeple diger dinlerin elçilerini de cagirma karari almış. ilk bizans elçisi gelmis hakanin yaninda bir de yahudi varmış. hakan yahudilik hakkında ne düşündüğünü sormuş elçiye. elçi de musa peygamberdir ve tevratta yazılanlar doğrudur demiş. yahudi bunun üzerine demiş ki bakin şimdiden benim inancımı kabul ediyor şimdi ona neye inandığını sorun demiş. bizans elçisi de demis ki benim kurtaricim meryemin oglu isa peygamberdir bize tanrinin sesini yansıtan odur demiş yahudi ise benim bilmedigim şeyler bunlar o ise benim dediklerimi kabul ediyor demiş. yahudinin uyanıklığı bu sayede bizans elcisini nakavt etmiş. sıra müslüman elçiye gelmiş. müslümanlar cok okumuş akıllı ve iyi tartışan bir elçi gönderirler ama uyanik yahudi birine para verir ve müslüman elçiyi öldürtür. bunun üzerine kağan yahudi dinini kabul eder. baska bir teoriye göre ingiliz tarihcisi bury eşine söyle aciklamis: hazar kaganinin yahudi dinini seçme amacı siyasaldır. islam dinini seçmek halifeye boyun eğmek demekti zaten halife uzun zamandan beri zorluyordu kendi dinine çekmek için. hıristiyanlıkta ise bizans kilisesine bağlı olacaklardı. oysa yahudi dini seçkin bir dindi ve öteki dinler de bu dini kabul ediyordu. bu dini seçmek hazarlari hem putperestlikten barbarliktan kurtaracak hem de baskıdan kurtaracakti. hazarlar tarihi boyunca yahudilerle temas halindeydi ve yahudiler hazar bölgesine yerlestiler. yahudilerin asıl meslegi ticaret vr murahabacilikti ve hazar hakanliginda büyük servet elde ettiler. türkler guzel yahudi kizlariyla evleniyor ve dolayısıyla yahudiden doğma çocuklar hakan olabiliyordu. hazar hakaninin museviliği kabul edişi ile harun resid in halifeligi ayni zamana rastlar ve hakan kabul görmüştür.

-1

“bizans’la olan ilişkiler, hazarlar’ı belli ölçüde yunan uygarlığının etkisine sokmuştur. ancak, hazarlar sürekli savaşır durumda olmalarına karşın islam uygarlığıyla bağlantılarını da sürdürmüşlerdir. tüm diğer türkler’de olduğu gibi hazarlar da dışa açık kişilikteydi. ancak, tüm bu koşullara karşın uzun süre kimliğini korudu. türk dilli, yarı göçebe toplum olarak kaldı. kentler hazar yaşamında belirleyici olmadı. sözgelimi, kentlerde müslümanlığın yayıldığı oldu. ancak, şamanlık her zaman önemini korudu. ibni fadlan zamanında itil kentinde on bin dolayında müslüman oturuyordu. bunlar alışverişle uğraşıyordu. öbür ünlü hazar kentlerinden semender, hanbalık gibi yerleşim merkezlerinde kalabalık müslüman - see more at: http://www.yenidenergenekon.com/253-hazarlar-nasil-musevi-oldu/#sthash.myrssdaf.dpuf
ve hıristiyan topluluklar oturuyordu. tüm bu dinlere inananlar ayrı konuma sahiplerdi. dinsel seçim tümüyle özgürdü.

sekizinci yüzyılda hazar hanı, sarayı ve askeri komutanları yahudi dinini benimsiyor. bu din değiştirmenin kesin yılı bilinmiyor. tarihçi mesudi’ye göre harun reşid (786-809) döneminde gerçekleşiyor. ve bu din hazarlar’ın resmi dini durumuna geliyor. oysa aynı dönemlerde bizanslılar’ın da hıristiyanlığı kabul ettirmek için girişimde bulundukları biliniyor. bizanslılar aziz kiril’i hazarları kandırması için hazar hanına yolluyor. aziz kiril büyük bir saygıyla karşılanıyor. hanın masasında hahamlarla tartışma ortamını buluyor. ne ki, sonuçta din yayma konusunda başarılı olamıyor.

hazarlar’ın en güçlü dönemlerinde yahudi dinini seçmesi tarihçileri şaşırtıyor. en mantıklı açıklama şöyledir:

sekizinci yüzyıl başlarında dünya iki büyük gücün elinde kutuplaşmıştı. bir yanda hıristiyanlık, öte yanda da müslümanlık vardı. her iki grubun ideolojik doktrinleri, kuvvet politikası ilkelerine göre işliyor, klasik propaganda yöntemleri, ikna ve fetih yollarıyla inançların yayılmasına çalışıyordu. hazar imparatorluğu bu sırada üçüncü güç görünümündeydi. bu imparatorluk her iki büyük güçle de boy ölçüşebileceğini daha önce ortaya koymuş bir topluluktu. ama kendi bağımsızlığını sürdürebilmenin tek yolu, ne hıristiyanlığı ne de müslümanlığı kabul ederek yaşamını sürdürmekti. çünkü bu inançlardan hangisini kabul etse ya doğu roma imparatorluğu’nun ya da bağdat halifesinin nüfuzu altına girecek demekti. ata inancı şamanlık ise, görkemli yerleşik bir devletin yaşam koşullarının gerisinde kalmıştı…

hazarlara inançlarını kabul ettirmek için her iki yandan da çok çaba harcandı. ancak hazar krallığı kendi askeri gücüne dayanarak üçüncü güç durumunda kalmaya kararlıydı.

hazar hanlığı’nın yahudiliği seçişi üzerine arap tarihçi el-bekri’nin krallık ve yollar adlı kitabında ilginç bir söylence var. söylence şöyle:

daha önce putperest olan hazar kağanı önce hıristiyanlığı seçiyor. ancak bu dinin yanlışlığını görüyor, duruma çok canı sıkılıyor. içini emrindeki rütbelilerden birine döküyor. o yüksek rütbeli adam krala şöyle diyor: ‘ey kağanım, kutsal yazılar

0

hazar türkleri, kafkasya bölgesinde bulanan hazar denizi, azak denizi, karadeniz ve dağıstan bölgelerine hakim olarak hazar türk kağanlığı'nı kurmuşlardır. doğu ve batı ticaret yolları üzerinde bulunduklarından dolayı stratejik açıdan önemli bir konumdaydı. bizans imparatorluğu ile ilişkilerinden etkilenen hazar türkleri, halen uygarlığının etkisi altına girmişlerdir. fakat hazar türkleri, islam milletleri ile sürekli savaş halinde olmalarına rağmen onlarla da ilişkilerini devam ettirmişlerdir. bütün türk toplumlarında olduğu gibi hazar türkleri de açık bir toplumdu. hazar ülkesinde islamiyetin yayıldığı zamanlar da oldu. ibd fadlan seyahatnamesinde itil şehrinde müslüman sayısının on bine yakın bir nüfuza ulaştığından bahsetmiştir. semender ve hanbalık gibi önemli hazar şehirlerinde insanların büyük çoğunluğu müslüman ve hristiyanlardan oluşmaktaydı. farklı dinlere karşı olan hazarlar, bu dinlere karşı hoşgörülü bir politika izlediği için hepsi bir arada yaşayabilmişlerdir. bu dinlere mensup olan insanların hep bir ayrı konuma sahip olduğu görülmektedir.
hazarlarin museviliği seçmesi
krallık ve yollar adlı kitabın müellifi el bekri, hazar hakanının musevilik seçmesini şöyle anlatır. hazar hakanı başta hristiyan dinini seçmiş fakat sonra bu dinin hatalarını görerek vazgeçmiştir. bunu üst rütbeli bir devlet adamına anlatır. bu adamda hakana , üç semavi dinden birer din adamını davet etmesini ve onların kendi dinlerini anlatmalarını tavsiye eder. bunun üzerine hakan, her dinden birer din adamı çağırır. musevi ile hristiyan yenilince hristiyan yeniliyor. müslüman ise daha yolculuk sırasında hakana yakın olan yahudi tarafından zehirleniyor. böylelikle yahudi hakana museviliği kabul ettiriyor. musevi olduktan sonra ülkede dini hoşgörü ile devam etmiştir.

0

hazarlar barışçıl bir ildir jeopolotik konumda etkili olmuştur diyebiliriz

0

orijinal ingilizce makaleyi görüntüleyin: 233493

özet
bu makalede, word belgesinde beklenmedik veya istenmeyen yerlerde oluşan sayfa sonlarını sorunlarını giderme açıklanmaktadır.

not: yazdırma düzeni görünümünde daha normal görünümde sayfa sonlarını görüntülemek kolaydır. görünüm menüsünde, word 2000, word 2002 ve word 2003'de normal görünüme geçmek için normal ' i tıklatın. word 2007, word 2010 ve word 2013, görünüm sekmesini tıklatın ve sonra taslak' ı tıklatın.
daha fazla bilgi
önce veya sonra paragraf aralığını denetleyin
word 2000, word 2002 ve word 2003
paragrafı hemen önce veya sonra istenmeyen sayfa sonunu seçin.
biçim menüsünden paragraf' ı tıklatın.
girintiler ve aralıklar sekmesini tıklatın ve aralık önce veya sonra boşluk olağan dışı yüksek bir değere ayarlanmış olup olmadığını görmek için kontrol edin.
word 2007 ve word 2010 word 2013
paragrafı hemen önce veya sonra istenmeyen sayfa sonunu seçin.
sayfa düzeni sekmesinde paragraf iletişim kutusu başlatıcısı'nı tıklatın ve sonra girintiler ve aralıklar sekmesini tıklatın. veya, sağ tıklatın ve paragraf'ı seçin ve sonra girintiler ve aralıklar sekmesini tıklatın.
aralık önce veya sonra boşluk olağan dışı yüksek bir değere ayarlanmış olup olmadığını denetleyin.
önceki paragrafın sayfalandırma seçenekleri denetleyin
word 2000, word 2002 ve word 2003
istenmeyen sayfa sonundan sayfasında ilk paragrafı seçin.
biçim menüsünden paragraf' ı tıklatın.
satır ve sayfa sonları sekmesini tıklatın.
aşağıdaki üç sayfalandırma seçenekleri seçili olup olmadığını denetleyin:
önce sayfa sonu: bir paragraftan önce sayfa sonu ekler.
sonraki ile birlikte tut: geçerli ve aşağıdaki paragraflar arasına bir sayfa sonu engeller.
satırları birlikte tut: bir paragraf içinde sayfa sonu engeller.
word 2007 ve word 2010 word 2013
istenmeyen sayfa sonundan sayfasında ilk paragrafı seçin.
sayfa düzeni sekmesinde paragraf iletişim kutusu başlatıcısı paragraf grubunda tıklatın.
satır ve sayfa sonları sekmesini tıklatın.
aşağıdaki üç sayfalandırma seçenekleri seçili olup olmadığını denetleyin:
önce sayfa sonu: bir paragraftan önce sayfa sonu ekler.
sonraki ile birlikte tut: geçerli ve aşağıdaki paragraflar arasına bir sayfa sonu engeller.
satırları birlikte tut: bir paragraf içinde sayfa sonu engeller.
"from edge" ayarını denetleyin

0

hazarlar devleti bir türk tarihi açısından dikkatle ele alınması gereken dönemlerden biri olma özelliğini taşır zira gök tanrı ve islam inancının dışında bir inanışa sahip az sayıda türk topluluklarından biridir hazarlar karadeniz'in kuzeyinde avrupa'nın doğusunda kadar olan kafkasya bölgesinde hakimiyet kurmuş avrupa'nın önemli devletlerinden biri haline gelmiş bölgedeki ticareti ve dönemin politikalarını şekillendiren önemli bir politik unsur olma özelliğini taşır hazarların devlet isminin kaynağı kökeninden gelmektedir zaman içerisinde kazar hazer ve hazal olarak günümüz telaffuzu ile şekillendirilmiştir hazar devleti tarihi gelişiminin yazılı olarak arşivlenmiştir hazar devleti dönemine ait bilgileri ilişkide bulunduğu rus bizans ve arap tarihlerinde elde ettiğimiz bilgileri ile değerlendirebiliriz her ne kadar devleti yöneten halıların isimleri ve yönetim sürecinin bilmesekte komşu devletler ile ilişkilerinde ait pek çok detay ulaşabiliriz devlet yönetimi ve teşkilatının şeklinin tam olarak türklere özgü olduğunu tespit edebiliriz zira bizans rus ve arap kaynakları nazarlardan açıkça türkler olarak bahsetmiştir pazar toplumunun dini inancı göktürkler'de olduğu gibi tek tanrılı gök tanrı inancı devletin yönetim kademeleri de bu inancı benimsemiştir olsalar da hazarlarda dini tolerans oldukça üst seviyedeydi herhangi bir topluluk ya da devlet adamı arzu ettiği herhangi bir dini tercih edebiliyordu ve bu rahatsızlık oluşturuyordu dini açıdan muhafazakar olmayan hazarlar bu sebepten ötürü zaman içerisinde museviliğe mail ederek önce devlet kademesi ardından toplumsal musevi inancı benimsemeye başladı 740 yılından itibaren museviliği benimseyen başlayan hazarların musevilerle herhangi bir temasının olması kuzeyden hristiyan slavların doğudan yine hristiyan bizans'ın güney'den ve müslüman arapların arasında kalma larından ötürü museviliği tercih etmesini etken teşkil ettiği düşünebilir böyle bile olsa toplum içindeki musevilik zaman içerisinde yükselerek hazal önemli bir kısmının musevi olması ile indirilmiştir kimi akademisyenler rusya doğu avrupa kafkaslar ve çevresinde musevi toplulukların kökenin hazar toplulukları olduğunu kabul eder hazarlar devletinin kökene sahiptir ve batı göktürk topluluklarıdır büyük hun devleti'nin yıkılmasından sonra hun bünyesindeki topluluklar milattan önce 5 tarih sahnesine çıkarttılar avrupa hunları na tabi olan ve hazar bölgesi'nin uzun süre varlığını sürdüren bu topluluklardan olan sahabeler hazar devleti'nin kurmuş batı göktürkler'in yıkılması ile de bölgedeki diğer göktürk toplulukları hazar devleti'nin bünyesine katılmıştır hazarların hanedanlık sülalesi sahabilerden olan ansa kabilesidir hazar devleti oluşturan unsurlardan olan sabır toplulukları batı göktürk devletinin zayıflamasıyla bölgesinde kendi hakimiyetini kurarak hazar devleti'ni kurdular batı göktürk yeni zayıflaması ile kendi bölgelerindeki politikalarla kısmen kendi başlarına yön veriyor ve hareket ediyorlardı

0

hazırlarım musevili senesinin nedeni büyük ölçüde asimilize olmalarından kaynaklanıyor

0

doüğuda hazar denizinden yakin olan batida tuna nehrine kadar uzanan altay bozkirlarin bir nevi niteliğindeki karadenizin tarih öncesi ve tarihi devletlerden birçok kültüre ev sahipliği yapti siyasi teşekküller kuran bugünkü türk dünyasi araştirmacilari döneminin ardindan hizlica ulaştilar. önemli bir husus sahip oldular dönem sürecinde din hoşgörü çevresinde ile karşilamasi her dine saygi hazar hakani olarak bilinir.

0

hazar krallıgı hristiyan ve musluman guclerıne karsı 3. güc olmak ıcın museviliği secmiştir.

0

birçok devletin kuruluşundan gibi jeopolitik konum etkili olmuştur

0

yerleşik hayat ve yerleşilen bölgenin kültürü etkili olmuştur.

0

hazarların museviliği seçme sebeblerini hazar devletini anlatarak başlayalım. hazar devletini diğer türk devletlerinden ayıran en büyük özellik farklı dinlere inanmış olmasidir. hazarların devlet yönetimi türklere özgü değildi. bu hazarların museviliği seçme nedenidir. en büyük etken ise hazarların bir çok dini olmasaydı. bütün dinlere hoşgörü ile davraniyolardi. bu sebeble museviliğe meyil ettiler. devlet basında museviler olunca museviliği kabul ettiler.

0

hazar denizinin ve karadenizin kuzeyinde hüküm süren hazar türkleri garip bir şekilde müseviliğe inanmaktadır garip olan şu ki başta islamiyet olmak üzere birçok dine inanmış olan türkler nasıl olduda milli bir din olan müseviliğe inanmışlardı bu sorunun cevabını ve daha fazlasını şanslıyızki hazar kaanının bizzat ağzından biliyoruz endülüs emevi halifesi 3. abdurrahmanın dış ilişkiler danışmanı olarak seferat yahudisi hasday bin saprut ispanyaya ticarete giden horasanlı yahudi tüccarlardan hazar adlı bir müsevi ülkesini varlığını duymuş önce buna inanamamış hastay değişik kaynaklardan tetkik ettikten ve emin olduktan sonra hazar kanununa mektup yazarak bilgi istemiştir mektubun kısa nüshasında hazarların nasıl müsevi olduklarında dair bilgiler vardır mektuba cevaben bu togarman hükümdarı yusufun cevabıdır bizlerce değerli sayılan ve bize muhterem olan sürgünün başındaki seferat ezra oğlu ishak oğlu rabbihastaya togarlı hükümdarı harun oğlu yusufun mektubudur bu girişten sonra bazı açıklamalar yapan kaan soyu hakkında bildiği kadarıyla bilgi verir mektubunda bizim hangi halktan hangi soydan geldiğimizi soruyorsun bilki yafes oğullarından onun oğlunun oğullarından togarmadan geliyoruz atalarımızın secere kitaplarından 10 oğlu olduğunu bulduk adları işte şöyledir agiyor ,tiras ,avar ,ugin ,biz-l,t-r-na,hazar,z-nur,b-l-g-n,savir biz hazarın oğullarından geliyoruz bu oğulların 7. sidir onda onun bilik gününde atalarımın sayıca az olduğu yazmaktadır hazarların nasıl müsevi olduğu ise bundan sonra adı bulan olan hükümdarın o kalpleri hayran bırakan bilge tanrıdan korkan birisiymiş tanrının korumasını istemiş falcı ve putperestleriülkeden çıkarmış rüyasında ona melek görünmüş ve demiş ey bulan rab beni sana duanı ve yakarışını duydum demek için gönderdi işte seni kutsayacak ve çoğaltacağım devletini asırların sonuna del devam ettireceğim şimdi kalk ve rabbe dua et o böyle yapmış ve melek ikinci kez görünmüş ve şöyle demiş ben senin davranışını gördüm ve işlerini onayladım sana emir kanun ve kurallar vermek istiyorum eğer bunlara uyarsan seni kutsayacak ve çoğaltacağım o cevap vermiş ve kendisiyle konuşan meleğe şöyle demiş rabbim niyetlerimi biliyorsun fakat yönettiğim halk inançsızdır inanmaları ancak senin yardımınla olur allahu tekaddes onun isteğini yerine getirdi bu olayı halkına anlattıktan sonra halk yeni inancı onayladı

0

bizansla olan ilişkiler ,. hazarları belli ölçüce yunan uygarlıgına etkısıne sokmustur ancak hazarlar sürekli sacaşır durumda olmalarına karsın ıslam uygarlıgıyla baglantılarını sırdırmuslerdır tum dıger turklerde oldugu gibi kimliğini korudu turk dilli yarı göçebe toplum olarak kaldı kentler hazar yaşamında belırleyıcı olmadı sözgelimi kentlerde müslümanlıgn yayıldıgı oldu ancak şamanlık her zaman önemini korudu ibni fadlan zamanında itil kentdinde on bin dolayında müslüman oturuyordu bunlar alışverişle uğraşıyordu öbür ünlü kentlerinden semender hanbalık gibi yerleşim merkezlerınde kalabalık müslüman oldu ve gırşstşyan topluluklar oturuyordu tüm bu dinlere inananlar ayrı konuma saiplerdi dinsel seçim tümüyle özgürdü

0

museviliğin ben-i israiloğullarının oniki kabilesinden ayrı hayat bulduğu onüçüncü kabile olan türk kökenli hazarlar, güçlü bir medeniyete sahiptiler ve hiçbir zorlamayla karşılaşmadan museviliği resmi din olarak kabul etmişlerdi. bunun nedenleri olarak hazarların museviliği resmi din olarak kabul ettikleri dönemde bulundukları konum itibari ile hristiyanlığı yaymaya çalışan bizans ve müslümanlığı yaymaya çalışan araplarla komşu halinde olduğundan dolaylı bir baskı altında kalmakta ve her iki taraflada rekabet içerisindeydi. dinsel anlamda, dünyada şamanlık, putperstlik, çok tanrıcılık gibi inançlar o dönem eskimiş görülüyor ve insanlar tarafından terk ediliyordu. tabiri caiz ise trend tek tanrılı dini inançlardı. hazar hükümdarıda şamanlığın eskidiğini, teorilerinin tek tanrılı dinler karşısında yeterli olmadığını görüyordu. aynı zamanda bizans ve arap hükümü altında yaşamak istemeyip göçen musevilerin çoğunluğu hazar devletine göç etmişti. bu göç eden museviler hazar toplumu ile kaynaşmış ve iyi ilişkiler kurmuştu. rekabet içerisinde olduğu bizans ve arap topluluğunun sahip olduğu ve yaymaya çalıştığı dinleri seçmek yerine bu iki taraflada rekabetini pekiştirebileceği ve iyi ilişkilerden dolayı sempati duyduğu museviliği hazar hanlığının resmi dini olarak kabul ettiğini hazar hakanı duyurmuştur.

0

bizansla olan ilişkiler hazarları belli ölçüde yunan uygarlığının etkisine sokmuştur ancak hazarlar sürekli savaşır durumda olmalarına karşın islam uygarlığıyla bağlantılarını da sürdürmüşleridir tüm diğer türklerde olduğu gibi hazarlarda dışa açık kişilikteydi ancak tüm bu koşullara karşın uzun süre kimliğini korudu türk dili yarı göçebe toplum olarak kaldı kentler hazar yaşamında belirleyici olmadı sözgelimi kentlerde müslümanlığın yayıldığı oldu ancak şamanlık her zaman önemini korudu ibni fadlan zamanında itil kentinde on bin dolayında müslüman oturuyordu bunlar alışverişle uğraşıyordu öbür ünlü hazar kentlerinden semender hanbalık gibi yerleşim merkezlerinde kalabalık müslüman ve hrıstiyan topluluklar oturuyordu tüm bu dinlere inananlar ayrı konuma sahiplerdi dinsel seçim tümüyle özgürdü sekizinci yüzyılda hazar hanı sarayı ve askeri komutanları yahudi dinini benimsiyor bu din değiştirmenin kesin yılı bilinmiyor tarihçi mesudiye göre harun reşid döneminde gerçekleşiyor ve bu din hazarların resmi dini durumuna geliyor oysa aynı dönemlerde bizanslıların da hrıstiyanlığı kabul ettirmek için girişimde bulundukları belirleniyor bizanslılar aziz kirili hazarları kandırması için hazar hanına yolluyor aziz kiril büyük bir saygıyla karşılanıyor hanın masasında hahamlarla tartışma ortamını buluyor ne ki sonuçta din yayma konusunda başarılı olamıyor hazarların en güçlü dönemlerinde yahudi dinini seçmesi tarihçileri şaşırtıyor en mantıklı açıklama şöyledir sekizinci yüzyıl başlarında dünya iki büyük gücün elinde kutuplaşmıştı bir yanda hırıstiyanlık öte yanda da müslümanlık vardı her iki grubun ideolojik doktrinleri kuvvet politikası ilkelerine göre işliyor klasik propaganda yöntemleri ikna ve fetih yollarıyla inançların yayılmasına çalışıyordu hazar imparatorluğu bu sırada üçünçü güç konumundaydı bu imparatorluk her iki büyük güçle de boy ölçüşebileceğini daha önce ortaya koymuş bir topluluktu ama kendi bağımsızlığını sürdürebilmenin tek yolu ne hırıstiyanlığı ne de müslünmanlığı kabul ederek yaşamını sürdürmekti çünkü bu inançlardan hangisini kabul etse ya doğu roma imparatorluğu ya da bağdat halifesinin nufüsü altına girecek demekti ata inancı şamanlık ise görkemli yerleşik bir devletin yaşamı koşullarının gerisinde kalmıştı

0

hazarlarda barışçıl din politikası uygulamıştır. devlette birden fazla din mensupları bulunmaktadır. devlet museviliği secmiştir.

0

barışçıl bir din olduğu için savaş yok zarar yok düşüncesi

0

ticaretle uğraşmalari zengin bir devlet olmalari ve savaśtam uzak olmalari bunun la birlikte hristiyanlik ve muslumanlikla mesafeli olmalari bunda onemli olmuştur.

0

şöyle ki en güçlü dönemlerinde museviliği seçmişler .tarihçileri şaşırtan hususlardan en önemlisi bu .tabii bir teorileri var olmasa şaşarız değil mi:)olayın geçtiği dönem sekizinci yüzyıl.kesin yıl bilinmiyor ki bu çok normal.diyorlar ki bizanslarla olan ilişkiler bu olaya sebep olmuştur.sürekli savaşan bir topluluk olmalarına rağmen islam toplumuyla bağlarını da uzun süre devam ettirmişler.iki büyük güç ekseninde kutuplaşmanın olduğu bir dönem sekizinci yüzyıl.müslümanlık ve hristiyanlık.iki tarafta o dönemde inanılmaz bir yayılma politikası sürdürüyor.hazarlar kendi bağımsızlığını sürdürebilmenin yolu olarak ikisini de seçmeyerek ,kendi tarafında kalmayı seçmiştir.