kaplumbağalar da yüksek uçar adlı bir irsn sineması örneği önerebilirim size.yönetmeni bahman ghobadi.konusu ise iran ırak savaşı sırasında bir gurup çocuğun yaşadığı onarılmaz acıları ve çaresizliği anlatmaktadır.yoksulluk,kimsesizlik ve bir de üstüne üstlük savaş bu gencecik insanların hayatını bir daha eskisi gibi olamayacak düzeyde değiştirir.filmin müzikleri de çok iyi burada.
öncelikle 7. hayat filmini önermek istiyorum. dünyanın nüfus artışı sebebiyle yeni bir yasa getirilmiştir ve aileler artık sadece birer çocuk sahibi olabilecektir. ancak birbirinin birebir aynı olan yediz kız kardeşler babaları tarafından saklanmak zorundadır. karen settman adını kullanan bu 7 kız kardeş hayatları boyunca babalarının kuralları ile yaşamak zorunda kaldılar. bu 7 kız kardeşin isimleri pazartesi salı çarşamba perşembe cuma cumartesi pazardı. bu isimlerin verilmesinin sebebi ise hepsi hafta da 1 gün dışarı çıkabiliyordu ve birbirlerine hep aynı kıyafet aynı makyaj aynı saç stilini yaparak dışarıda hayatlarını devam ettiriyorlardı. aslında hepsi birbirinden farklı 7 kız kardeş olmasına rağmen dışarı da ki hayatları bir bankacıdan ibaretti. bu hayatı belirli bir süre devam ettiren 7 kız kardeş en sonunda bunun fark edilmesi sonucu çok zorlu ve aksiyon dolu bir döneme girmişlerdi. fbi tarafından takip edilen bu çocuklar teker teker yakalanmaya başlanıp ele geçiriliyordu. tabi bunda ilk başta yakayı ele veren kız kardeşlerinin kendilerini ele vermesinin de etkeni çok fazlaydı. filmi izlediğiniz zaman aslında ne kadar farklı ne kadar olağan dışı bir hikayesi olduğunu filmin ilk 15 dakikasında anlayacağınızdan hiçbir şüphem yok. özellikle bu 7 kız kardeşin birbirinden ne kadar farklı olduğunu bu büründükleri karen settmanın dışarıda sadece bir kimlik olarak kullandıklarını anlayacaksınız. küçük yaşta 7 kız kardeşten 1 tanesi kendine ait olmayan bir günde evden kaçıp parmağını yaraladığı için diğer 6 kardeşinin de aynı şekilde parmakları kesilmiştir. bu filmi izlediğiniz zaman ilk dakikasından son dakikasına kadar sürükleyici ve heyecanla takip edeceğinizden hiçbir şüphem yoktur. benim son 2 yılda izlediğim ve en etkilendiğim 2-3 filmden birisidir.
danish girl yani danimarkalı kız adlı filmi önerebilirim. bu filmin çok etkisinde kalmıştım. ilk cinsiyet değiştirme ameliyatı olan kişinin hayatı anlatılıyordu.
zindan adası bir de caprio filmi ilk başta klişe bir sherlock dedektifcilik gibi gözükse de sonunda noldu şimdi dedirten bir film.baş rolde de caprio var ismini hatırlamıyorum hikayedeki bir akıl hastanesi var bir adada orada bir hasta kayboluyor ve de caprio tabi federallerden fbi’da olabilir öyle bir şey işte yanında da yardımcısı o hastayı bulmak için gönderiliyorlar.ama kahramanımızın asıl geliş amacı farklı yangında kaybettiği karısının intikamını almaya geliyor.çünkü apartmanı yakan ev sahibi de o hastanede.akıl hastası kadını bulmaya çalışıyorlar filan kadın çocuklarını öldürmüş baya kafalar gidik kadın bir şekilde bulunuyor.ama kahramanımız şunu anlıyor ordaki insanlara deneyler filan yapılıyor.bir tanesiyle konulmuş çünkü anlatmış ona filan bir deniz feneri gibi bir yer var.hastalara orda deney yapıldığını düşünüyor filan oraya ulaşıyor filmin sonunda ve bam kimse yok .meğer bu adam akıl hastaymış.karısının psikolojik sorunları olduğundan çocukları gölde boğmuş üçünü birden.ama anlamıyor öldükletini karışı o derece kafa gitmiş .adam görünce kahroluyor deliriyor tabi.sonra karısını vuruyor ölüyor en sonunda buymuş olay ama adam bunu kabul etmiyor bu olayı.o yüzden doktorlar durumu kabullenmesi için bu oyunu hazırlıyor.kabulleniyor öldürdüğünü sonra yine unutup dedektifcilik oynuyor adam böyle de değişik bir şey işte