0

eskiçağ’da nil vadisi’ne hemen hemen hiç yağmur yağmazdı. bu nedenle toprağın verimliliği, tümüyle nil nehri’nin taşkınlarına bağlıydı. güneydeki etiyopya dağlarına yağan yaz yağmurları nil nehri’nin her yıl düzenli olarak taşmasına neden olurdu. nil nehri mayıs ayında yükselmeye başlardı ve temmuz’dan ekim’e kadar vadi üzerinden akardı. bu mevsime eski mısırlılarca “taşkın (akhet)” denirdi. kasım’ın başında sular çekilmeye başlar, nehir yavaş yavaş yatağına gerilerdi. nehrin getirdiği balçık, yatağının iki yanında birikir ve verimli tarım topraklarını oluştururdu. kasım ile şubat arasındaki “ekim (peret)” mevsiminde tarla sınırları belirlenir, tarlalar sürülür ve tohumlar toprağa ekilebilirdi. mart’tan haziran’a kadarki dönem ise “hasat (shemu)” mevsimiydi. olgunlaşan ürünlerin hasadı bu mevsimde yapılırdı. herodotos, “mısır nil’in bir armağanıdır” diyerek bu nehrin mısır için taşıdığı hayati önemi vurgulamıştır. nil nehri’nin taşkınlarının getirdiği balçık topraktan, normal mevsim yağışlarıyla beslenmiş bir topraktan elde edilenin üç - dört katı fazla ürün alınabilmiştir. eğer nil nehri olmasaydı mısır’ın akdeniz kıyısı dışında hiçbir yerinde tarım yapılamazdı.