paris'te beyaz adamların karanlık fantezilerinin kurbanı olan afrikalı kadındır. ülkesinden kandırılarak fransa'ya getirilir. para karşılığı erkeklere satılmaya başlanır. bu insanoğlunun ne kadar ikiyüzlü olabildiğinin bir ispatı niteliğindedir. bir hayvan gibi gördükleri, aşağıladıkları bu afrikalı ile cinsel ilişkiye girmek için birçok beyaz adam sıraya girer.
zengin biri olarak vatanına geri dönme hayalleri kurarken daha 23 yaşındayken alkolizm ve yaşadığı acıların etkisiyle hayatını kaybeder. ne yazıktır ki ölüm bile onun için huzur anlamına gelmez. bu zavallı kadının ölüsü bile insanların elinden kurtulamaz. meşhur kalçası ve cinsel organı kesilip, özel sıvılarla dolu kavanozlarda saklanır. vücudunun geri kalanı ise mumyalanarak 1876 yılına kadar paris'te bir müzede sergilenmeye devam eder. nelson mandela’nın, 90'lı yıllarda bedeninin vatanına geri gönderilmesi için girişimleri fransa'da ses getirir ve sonrasında cesedi, güney afrika'ya gönderilir. ölümünden sonra insan hakları ve kadın hakları kuruluşlarının önemli bir referansı haline gelir. saartjie baartman'ın yaşamı filmlere konu olmuştur. bunlardan en ünlüsü, onun öldüğü topraklardan çıkan venus noire yani siyah venüs adlı filmdir.
benim de izlediğim ve izlemenizi önerdiğim bir filmdir.