2

nazım hikmet ran, en sevdiğim şairlerden biridir. çok şiirini ezbere bilirim ve kullanırım paylaşımlarım da. bugünlerde twitter'da iktidardan korkanlara, susanlara hep şu dizelerini yazıyorum.
diyorum ki; istiklal marşımız bile "korkma" diye başlarken, nazım hikmet'te şiirinde şunu derken;
"ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa." (dizelerini yazıp) neden bu adamdan korkuyorsunuz. korkmayın.
yine de başka aklımdaki şiirini yazayım size;
"tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da,
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bütün iş tahir'le zühre olabilmekte,
yani yürekte..
mesela bir barikatta dövüşerek,
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken,
mesela denerken damarlarında bir serumu,
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da,
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı dolu dizgin ama o bunun farkında değildir,
ayrılmak istemezsin dünyadan, ama o senden ayrılacak,
yani sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahir'i zühre sevmeseydi artık, yahut hiç sevmeseydi..
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da,
hatta sevda yüzünden sevmek de ayıp değil.."
bu benim en sevdiğim şiiri.
-
bir de şu sözü vardır ya bilirsiniz;
"sorma bana ne kadar seviyorsun diye,
o kadar işte..
tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin.."
yazmadan edemedim..