türkiyede eğitim diye bir şey yoktur üniversiteye kadar oda iyi bir üniversiteyi kazanırsan...
türkiye de eğitim sistemi büyük bir sorun. önce lgs de başlıyor çocukların işkencesi her sayfada bir soru sorular paragraf gibi ve zor teog dan oldukça farklı bir sistem ve bu çocuklar dan onca yıl gördüklerini bir sınav'a sığdıramaları isteniyor. sonra üniversite sınavı var bu çocukları dan yine 4 yılda gördüklerini bir sınava sığdıramaları isteniyor. çocukların omuzunda koca bir yük onca sene verilen maddi emekler boşa gidecek korkusu, dışarıda bekleyen anne babanın endişesi, kazanırmıyım korkusu bu çocuklar'ın bütün hayatı stresle ve endişeyle geçiyor yazık koca bir nesil e yazık...
ülkemizdeki eğitim sistemi başlı başına büyük bir sorun.
zengin olanlarin hedefi belli iyi yerlerde okuyor yurtdışına çıkıyor direkt olarak en güzelinide yapıyolar.
fakir aile çocukları ise devlet okullarında zorunlu dersler altında hiç bir halta yaramayacak ders yoğunlugu altında tamamen ezbere dayalı müfredat yüzünden yıllarından oluyorlar.onun yerine uygulamalı dersler olsa fenamı olur.
küçük yaşta ne olacagımız alana yönelik eğitim yollara olsaydı keşke.
lise bitimine kadar dümdüz okuyoruz ama elimizde kocaman bir sıfır var.
üniversiteye geçince bambaşka bir hayat ama geride kalan 12 yıllık boş bir eğitim sistemi tamamen milletin hakkı yeniyor.
burdan yetkililere sesleniyorum ''devriniz bitti artik''
türkiye'de eğitim sistemi bana göre iyi değil çünkü iki de bir değişiyor. temelleri sağlam olmayan bir sistemde yıkılmaya mahkumdur. eğitim yer, zaman ve mekan sınırı olmaksızın düzenli veya düzensiz her şekilde verilen bilgi komplikasyonudur. eğitimin temel amacı bilginin aktarılması ve bunun işlenmesidir. eğitim sisteminin o kadar eksiği var ki. sürekli yeni sınavlar çıkıyor ya da var olan sınavlar ortadan kalkıyor. her yıl seçme bir şeymiş gibi bir o şekilde öğrenci alıyorlar okullar bir bu şekilde. öğrenciler ne yapacağını şaşırdı resmen. iki de bir karar değişiyor. sağlam temeller üzerine kurulmadığı için sürekli sorunlar yaşanıyor. insanlar biraz dikkatli olmalı bence. sadece eğitim bir kişinin görevi değildir. toplumun ortak çalışmasıdır. herkes üstüne düşeni yapsa eğitim daha fazla gelişir. ezbere dayalı bir eğitim sistemi var gerçi bu durum birkaç senedir değiştirilmeye çalışılsa da hala bunu devam ettiren birçok eğitimci vasfındaki insan var. esasicilik ve daimicilik ilkelerine göre eğitimi yönlendiren eğitimciler sadece ezberci öğrenciler yetiştirmekten öteye gidemiyor. oysa ki ilerlemeciliği ve varoluşçuluğu benimseyen eğitimciler daha ileriye gitmektedir. çünkü ilerlemeciliği benimseyen bir eğitimci öğrencilerini eleştirmeye, araştırmaya yönlendirmektedir. bu sayede öğrenciler bilgileri akıl süzgecinden geçirerek kendi zekalarının ürününü ortaya koyarlar. ezbercilik sadece bilgiyi akılda tutmaya yarar o da belli bir süre akılda kalır. işlenen ve bir ürün dahilinde ortaya konan bilgi ise ömür boyu akılda kalır. eğitim basit bir şey değildir. türkiye eğitime köklü ve sürekli bir sistem getirmelidir. öğrencileri iki de bir mağdur etmemelidir.
türkiyede uygulanan egitim sistemi yetersizdir. bunların bi kac tane nedeni vardır. ilk basta düzelmesi gerekenlerden bahsetmek istiyorum. bilgisayar dersi kalkıp bunun yerine daha iyi bir ders gelmeli. bu ders bir yabancı dil olabilir. resim derslerinde kullanılan boyama ve cizim gibi gereksiz seyler yerine kara kalem eğitimi verilmelidir. beden dersleri kalkıp yerine spor dersleri koyulmalıdır. gerek spor aletleri ile gerekli bir egitim verilmelidir. tarih derslerinde ki konuların daha çok ve daha dogru olayları anlatması gerekiyor. müzik dersinde fülüt yerine gitar ve baglama gibi daha kullanıslı esturomanlar kullanılmalı ve bunların eğitimleri verilmelidir. bununla beraber yeni dersler eklenip cocuklara meslek ögretilmelidir. egitim sistemimizin düzelmesi için yetkili kurumların en yakın zamanda bu konuya el atması lazım.
türkiye’de eğitim sistemi olduğunu düşünmüyorum. çocuklar resmen deneme tahtası gibi kullanılıyor.
türkiye'deki eğitim sistemi kanayan yaradir. dönem dönem ufak tefek güzel gelişmeler olsa da temelden çok ciddi problemlerimiz var sistem kaynaklı. bu zamana kadar hep eğitim kökenli olmayan insanlar bakan olarak geldi ve başarılı olamadılar. bir milli eğitim bakanı sahadan gelecek ki sahayi bilecek. eğitim tüm bakanlıklar gibi siyasetin boyunduruğundan kurtulmali. zırt pirt sistem değiştirmek yerine mevcut sistem daha iyi hale nasıl getirilebilir bu dusunulmeli. ancak bizde bakan değişince sistem de değişiyor. bu demektir ki önceki sistem çöp biz yenisini yapacağız. ama sonraki gelen yeniyi de değiştiriyor. bizim egitimde çalışmalardan anladığımız sistem değişikliği vesselam. elbette ki bakanlık bazinda çalıştaylar, şuralar yapılıyor. milli eğitimin kalitesi yükseltmek, başarı oranını artırmak, eğitim kurumlarının eksiklikleri gidermek, ogrenci, öğretmen, veli sorunları tartışılıyor. ancak sonuç olarak baktığımızda eğitim günden güne yıldan yıla daha kötüye gidiyor. diyorlar ki finlandiya eğitim sistemi model alındı ya da başka bir sistem. elbette ki dünya üzerinde eğitimde hatrisayılır başarılar göstermiş ülkeler bunu nasıl başarmış diye bakmalıyız. ancak bunu yaparken toplumun altyapısını göz önünde bulundurmaliyiz. yoksa yapılan uyarlama, onca verilen emek boşa gidiyor, nitekim gitti de. eğitimde en çok dikkatimi çeken ikinci şey ise butcenin yanlış değerlendirilmesi. surekli yeni okul yapmak ki yeni okuldan kastim sadece imam-hatip yapıyorlar diyebilirim. yahu yaptınız bir de çıktılarına bakın. namaz kılmayan imam, başı örtülü ancak ahlaken yoksun öğrenci, küfür, uyuşturucu, şiddet imam hatip okullarında en sık karşılaştığımız şeyler. teorik bilgi, başarı desen o da yok. binayı kime yapıyoruz o zaman bunlara zemin hazırlamak için mi.
çok dertliyim bu konuda ama bu kadar yazacağım. yeni bakandsn başlangıçta çok umitliydim. ümidimi yitirmek istemiyorum. bu ülkede eğitim değişmeli ki bir şeyler değissin. bu güne kadar eğitim bu halde oldugu için ülkenin halı böyle. illa eğitim illa eğitim.