kurtuluş savaşı boyunca sınırlarımızı belirleyen ve toprak bütünlüğümüz ile ilgili en önemli antlardan biri olan misak-ı milli, maalesef tam anlamıyla lozan'da uygulanamadı. lozan'da misak-ı milli ile ilgili çözülemeyen sorunlardan bir tanesi de musul sorunu'dur. bu sorun ingiltere ve türkiye'nin kendi aralarında tekrar ele almaları kararlaştırılmıştı. ayrıca ozan'da konulan bir şart gereği ingiltere ve türkiye bu sorunu 9 ay gibi bir süre içerisinde çözmesi gerekiyordu. bu yüzden iki devlet görüşmelere ivedilikle başladı e 1924 yılında istanbul'da ingilizler ile ikili görüşmeler yapıldı. fakat ne hikmetse türkiye bu görüşmelere başladıktan sonra 1925 yılında güneydoğu anadolu bölgesinde şeyh sait ayaklanması ortaya çıktı. türkiye bu ayaklanmadan dolayı musul'a askeri müdahalede yapamadığı için bu konuda tavır koymakta gecikti. sonrasında süre bitiminde iki devlet hala bir anlaşma sağlayamadığı için, sorun milletler cemiyetine götürüldü. milletler cemiyeti her zamanki gibi bu konuya çözüm konusunda türkiye aleyhine karar verdi ve türkiye'de bu kararı yüksek adalet divanı'na götürmesine rağmen yine bir çözüm bulamadı. daha sonraları 5 haziran 1926 yılında imzalanan ankara antlaşması ile musul sorunu çözüldü.fakat çözüm de yine bizim istediğimiz olmadı çünkü musul irak devleti'ne bırakıldı ve türkiye'de sadece musul petrol gelirlerinden irak hükümetinin payına düşeni sadece yüzde onluk kısmını 25 yıl süreyle alma hakkı elde etti.
ingiltere ile musul sorunu ankara antlaşması ile çözülmüştür.
1926 yılında ankara anlaşmasıyla musul sorunu çözüme bağlanmıştır.