0

mezarlar: mö üçüncü binyıldan itibaren mısır kralları kerpiçten yapılmış “mastaba” adı verilen mezarlara gömülmüşlerdir. mastabalarda, dik bir kuyu içinde, zemin seviyesinin altında bir mezar odası bulunur. mezar odasının tam üzerinde zemin seviyesinde dikdörtgen planlı, kerpiç ya da taştan bir yapı yer alır. yapının doğu yüzüne ölünün ruhunun geçebileceğine inanılan sahte kapı yapılırdı. burası aslında küçük bir odaydı. kapının üzerinde ölünün unvanı ve adı yazılırdı. 3. sülale zamanında oda genişletilmiş, 4. sülale zamanında ise oda içine bir sunak eklenmiştir. sunak üzerine yiyecekleri sembolize eden maddeler ya da gerçek yiyecekler bırakılırdı. ayrıca odaya ölünün heykel ve heykelcikleri konulurdu. eğer ölünün mumyası bozulursa, ruhun bu heykellerden birinin içine gireceğine inanılırdı. oda duvarları günlük hayattan alınan resimlerle süslenirdi. halk tabakası da mastabalara gömülürdü. halka ait mastabalarda, oda duvarlarında ekim, hasat, bağ bozumu, hayvancılık, balıkçılık, avcılık, dokumacılık gibi işler baştan sona kadar bir film şeridi gibi (örneğin ekme, biçme, balyalama gibi) her aşaması ile resmedilmiştir. bunların yanında oyunlar, danslar ve yelkenlilerin işlendiği sahneler de vardır. bu sahnelerde mezarda yatan kişi, faaliyetleri bizzat yönetir şekilde gösterilmiştir. daha sonra 6. sülale zamanından itibaren mezar odalarında duvar resimleri yanında ölünün biyografisi de yer almaya başlamıştır. mastabalar piramitlerin yakınına inşa edilmişlerdir.