bir durum veya olayda o durumun ya da olayın neyden kaynaklandığını dair bilgi sahibi olmak ya da neyden kaynaklandığına dair düşüncelere varmak kendi kafamızda sonuçlandırmak.
kanaat getirmek [ bu daha çok mal, para gibi maddi şeyler olabileceği gibi her şeyde geçerlidir ], isteğimiz olan bir şeyin durumun azıyla da ya da aslında ihtiyacımızı görecek muhtaç olunmayacak yeter bir derecesiyle, miktarıyla da yetinmek, yetinmesini bilmek, o şekilde de mutlu olmayı sorun etmemeyi başarabilmek demektir. güzel bir hayat davranışı şeklidir. aç gözlü ve hırslı olmanın da önüne geçer. böylelikle belki yaşanacak olan nahoş tatsız olaylar da önlenmiş olur. içinde bir parça sabrı, hoş görüyü, adı üzerinde kanaatkarlığı barındırır.
herhangi birşeye aklın yatması durumudur.