0

dünya’nın çeşitli yerlerine yayılmış olsalar dahi 12,000 yıl önceye kadar insanlar, avcı-toplayıcı olarak yaşıyorlardı. sonrasında az sayıda hayvanı ve tarım ürününü kontrol ederek daha yüksek verim alabileceklerini gördüklerinde, tarımsal devrim yaşanmış oldu.
tarımın ilk olarak, türkiye’nin güneydoğusu ile iran’ın batısına denk gelen bölgede başlayıp, dünyaya burdan yayıldığına inanılıyordu. fakat bu teori geçerliliğini kaybetti. şu andaki teorilere göre, tarım aynı zamanlarda, dünyanın birçok yerinde birden başladı. buralar ortadoğu, çin, orta amerika ve yeni gine.
tarımsal hayatın buralarda başlamasının sebebi sadece belli çeşitlerdeki hayvanların ve bitkilerin bu hayata uygun olması ve bu çeşitlerin genel olarak ortadoğu, çin, orta amerika ve yeni gine taraflarında bulunmasıydı.
avcı-toplayıcı insanlar, tarımsal hayatı yaşayan insanlardan çok daha iyi koşullarda yaşıyorlardı. daha az çalışıyorlar, daha sağlıklı besleniyorlar ve daha ilginç bir yaşam sürüyorlardı. açlıktan, hastalıklardan ve diğer insanlarla yaşanabilecek münakaşalardan daha uzaklardı.
tarımsal devrim, her ne kadar ulaşılabilir yiyecek sayısını artırsa da, daha iyi beslenmeyi sağlamadı. popülasyonun çoğalmasına ve hatta elitlerin, kralların ortaya çıkmasına neden oldu. ekstra yiyecekler de bu insanlara gitti.
bunun suçlusu ise insanlar değil; buğday, pirinç ve patates gibi, insanların yerleşik hayatına geçmesine neden olan bitkiler. aslında düşününce tarımsal devrim insanlardan çok bu bitkilere taradı. örneğin buğday, eskiden sadece ortadoğu’da bulunabilen yabani bir bitkiyken, sadece birkaç bin yıl içinde tüm dünyaya yayıldı. temel evrimsel kriterlere göre hayatta kalma ve üreme açısından, buğday dünya tarihinin en başarılı bitkilerinden biri oldu.
insanlığın milyonlarca yıl içindeki evrimi, avcı-toplayıcı şekline uygundu. tarım hayatının gereklilikleri arasında bir şeyler taşımak ya da sırtını bükerek iş yapmak bulunuyordu. oysa insan, sırtını bükmeye değil, ağaca tırmanıp elma toplamaya yönelik evrimleşti. insanoğlu, bu nedenle birçok yeni sağlık problemiyle karşılaştı.
avcı-toplayıcı topluluklar, ekonomik anlamda tarımla uğraşanlardan daha iyi durumdaydı. benzer şekilde, daha güvenli bir hayat sürdürüyorlardı. çünkü avcı-toplayıcı topluluklar iç veya dış tehdit durumlarında başka bir yere giderek bu tehditten kaçınabiliyorlardı. aynı şey tarıma bağlı topluluklarda mümkün değildi; çünkü onların durumunda ekim yaptıkları alanları bırakmaları gerekiyordu.8000 yıl önce, başka insanlarla girilen çıkar çatışmaları oldukça tehlikeliydi; çünkü başka bir insanın elinden ölme ihtimali %25 civarındaydı. bugün bu oran %1’lerde.
buğday, homo sapiens’e birey bazında bir katkı sağlamadı ama toplumsal olarak, kişi başına düşen yiyecek miktarını artırdı. bu da homo sapiens popülasyonunun daha hızlı artabilmesini sağladı. evrim ise, başarısını açlık, mutluluk veya acıyla ölçmez; var olan dna kopyalarının sayısıyla ölçer.tarım devrimi, çok daha fazla sayıda insanın yaşamasını sağladı.

0

ilk insan ortaya çıktığı dönemde, günümüzden 10.000 yıl öncesine kadar devam eden süre, paleolitik dönem olarak adlandırılmaktadır. bu dönemde insanlar, tamamen doğa koşullarına bağlı olarak yaşamış , yaşamlarını avcılık ve toplayıcılıkla sürdürmüşlerdir. bu dönemin sonlarına doğru tarımla ilgili denemelerde bulunmuşlardır. günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önce insanlar, tarımı keşfetmiş ve ortadoğu'da tarımsal üretime başlamışlardır. tarım ürünlerinin yetiştirilmeye başlandı, bazı hayvanların evcilleştirildi bu dönem birinci tarım devrimi veya neolitik devrim olarak adlandırılmaktadır. tarımsal üretimin başlaması ile insanlar yerleşik hayata geçmiş, köyler kurulmuş, ekonomik hayat başlamıştır. üretim, dağıtım ve tüketim sürecini içeren ekonomik hayat, sonraki süreçte de ülkelerin ekonomik yapılarına damgasını vurmuşdur. tarımın başladığı dönemde insanlar, toprağı ağaçlar ve sivri taşlarla işlemekte, tamamen iklim koşullarına bağlı olarak üretimde bulunmaktaydılar. bu nedenle kuraklık ve sel gibi felaketlerden büyük ölçüde etkilenmektedir.