80 li yaşlarında bir adam doğumhane kapısında beklemektedir. doğumhane'den doktor çıkar adamı şöyle bir süzer, etrafta kimseiy göremeyince sorar:
-içerideki kadın yakınız mı?
*evet eşim
-ama kadın 20 li yaşlarda
*tamam işte eşim niye şaşırdınız olamaz mı yani?
-yoo aklıma dedem geldi de
*ne olmuş dedenize?
-dedem av meraklısıydı. sürekli ava çıkardı. ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. bir gün ava çıkacakken uyardık. ''aman yapma dedecim, sen yaşlandın artık avlanmasan iyi olur'' dedik. ama dinlemedi ve ısrar etti. bende ona eşlik etmek istedim ve hazırlandık. yaşlılık hali tüfek yerine bastonunu aldı. ses etmedim ve ormana doğru ilerledik. derken bir geyik gördük. dedem omzuna bastonunu koydu, geyiğe doğrulttu nişan aldı ve bastonla ateş etti. geyik o anda vurulup yere düştü.
*öyle şey olur mu, başkası vurmuştur?
-ben de onu söylemeye çalışıyorum işte.
uzun olmasada geçenlerde facebook ta okuduğum bir fıkrayı yazıyım.dünyanin en azılı iki hırsızı evlenmiş. kadın hırsız evliliğin ilk aylarında gebe kalmış. kadın hırsızı doğum yapması için hastaneye götürmüşler. kadın hırsız doğum yaptıktan sonra bir de bakmış bebegin eli sımsıkı kapalı. uzun uğraşlardan sonra bebeğin elini açmışlar. bir de ne görsünler ebenin yüzüğü:)
nasrettin hoca fıkrası anlatiyim biraz klasik olacak ama ,nasrettin hocanın komşusu bir gün nasrettin hocadan kazanını ödünç istemiş nasrettin hoca kazanı vermiş.komşusu aradan bir süre geçtikten sonra yine kazan istemek için nasrettin hocanın kapısını çalmış ve tekrar kazan istemiş nasrettin hoca kazan doğurdu demiş, komşusu söylenerek oradan uzaklaşmış. bir süre sonra komşusu tekrar gelmiş ve kazanı yine istemiş. nasrettin hoca bu sefer kazanı isteyen komşusuna kazan öldü demiş. komşusu hoca kazan hiç olur mü demiş, nasrettin hoca da kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun be adam demiş.