teknolojik gelişiminde, arabalarından, evlerin dış görünümünde, binaların dış mimari tarzı ve görünümünden, üniversitelerinden, eğitime verilen öneminden, giyim kuşamından
bir ülkenin geri kalmış olduğunu dışa bağımlı olmasından anlarız. bir ülke kendi ihtiyaçlarını yeterli oranda üretemiyor ise veya var olan doğal kaynaklarını işleyemiyorsa o ülke geri kalmış bir ülkedir. bir ülke doğal kaynaklarını işlemeden satıyorsa o ülkenin geri kalmıştır. bir ülkenin gelişmiş olduğu bir de yaşlı nüfusundan anlaşılır. yaşlı nüfusu fazla olan ülkeler gelişmiş ülke anlamına gelmektedir. çünkü o ülkede sağlık hizmetleri gelişmiştir ve yaşlılar daha uzun ömürlü yaşayabilmektedir. gelişmemiş bir ülkede kişi başına düşen milli gelir her zaman daha azdır. ve gelişmemiş bir ülkede insanların yaşam standartları oldukça düşüktür. eğer bir ülke çok fazla göç veriyor ise o bu ülkenin gelişmediği anlamına gelmektedir .çünkü o ülkede iş olanakları yoktur .ve bu yüzden ülke göç vermektedir. ve gelişmemiş ülkelerde eğitim sağlık ve altyapı gelişmemiştir. ayrıca gelişmemiş ülkeler de sanayide gelişmiştir. çünkü sanayisi gelişen bir ülkenin kendisi de gelişir. eğer bütün bunlar gelişmemişse o ülke gelişmemiş anlamına gelmektedir.
en kısaca refau seviyesinden veya asgari geçim ücretinden.
yaşanılan ülkede karar verme yetkisini elinde bulunduranların keyfi kararlar aldığı anlardır.
bence en ufak bir yağmurda her yer leş gibi çamur oluyorsa, şehirlerin göbeğinde yapılacak kazılar için bile belediyelerin enerji ve su hattı projeleri yoksa, üçgenin alanını hesaplamayı bilmeyen mühendisler iş yapabiliyorlarsa, bir kaza anında ambulansın olay yerine yetiştiği(bazen yetişemediği) süreye bakarak, kamu dairelerinde, otobüs duraklarında, vs.. insanların sıraya girerek birbirlerini beklemelerine bakarak o ülkenin geri kalmış olduğunu söyleyebiliriz.
ekonomimiz çökuk durumda burdan anlayabiliriz.