0

kalbim paramparça olması için gerçekten değer verdiğim birinin ben kırması gerekiyor. değer verdiğim o insan beni kırınca kalbim paramparça olur işte o zaman ağlar, üzülürüm. bir süre sessizce bekler ve düşünürüm eğer gerçekten o insanı hayatımda istiyorsam birkaç gün sonra gider konuşurum eğer ki yine aynı tepkiyi verirse o insanı hayatımdan çıkarırım. insanların sonuçta birini üzmeye hakkı yok. zaten insan en çok değer verdiğine kırılır ve kalbinin paramparça olmasını ancak o zaman hisseder.

0

malesef hic bir sey yapamam.oyle anlarda cok zorlaniyorum sanki gercekten kalbim kirilmis da her nefes alisimda batiyor icimde bir yerler aciyor oyle bir hic kimildayamiyorum hep yatmak istiyorum yatmak yatmak yatmak nefes almak bile cok zor geliyor.kalp kirmayalim..

0

genelde kendimi bir sakin bir yere çeker bir iki içecek alır sakin bir ortam da usulca sessizce oturur düşünürüm

0

kalbimi kırdıklarında eğer kalbimi kıran kişi değer verdiğim ve sevdiğim kişi ise sadece susar ve kendi kabuğuma çekilirim .bir daha onu görmek istemem. çünkü sustuğum zaman gerçekten kırılmışım demektir. ve karşımda sevdiğim kişi beni kırdıysa ona tek kelime bile etmem sadece susarım. ve seviye mi de hiçbir şekilde bozmam. ama eğer kalbimi kıran kişi duygusal olarak bir bağ hissetmediğim yakınlık duymadığım bir kişi ise kalbimi kırmasına asla izin vermem ağzının payını veririm .eğer kalbimi kırmayı başardı ise ben de onun kalbini kırarım ve ona gününü gösteririm.

0

kalbim çok paramparça oldu doğrusu.bir keresinde sesli ağlamıştım bildiğiniz yüksek sesle durduramıyorlardı ağlamamı.ben buna sonradan duygusal kanama dedim.bittin sandım bitmedi tabi.nefes alıp veriyorsak kırılmaya da hazırlıklı olmalıyız.en son yine çok derin bir acı yaşadım.hic tanımadığım bir insan bir akademisyen kadın kendini boğazın sularına bıraktı ve giderken"çok acı var"dedi.bu doçent kadın mülteci guruplarıyla görüşüp çalışmalar yapıyormuş.savaştan kaçan insanların anlattıkları o kadar ağır gelmişki;yaşamak ağır gelmiş bu dünya iyisi insana.ben bunu okuduğumda içimden birşey koptu.gerçekten çok acı var ve biz sürekli yaramızın kabuğunu verebileceğimiz birini arıyoruz ömrümüz boyunca.

1

kalbim çok paramparça olacak kadar hiç çok üzülmedim. yaşadığım en büyük acı annemi kaybetmem idi. ama ne acıdır ki onun öldüğüne çok üzülemedim, kurtuldu diye düşündüm, zira çok alzaheimer hastası idi ve ne hareket kabiliyeti kalmıştı, ne yiyebiliyor ne de içebiliyordu.
kendisi de çekiyordu ama bakan kişiler olarak ablam ve babamda zor durumdaydı.
zaten çoklu organ yetmezliği neticesi vefat etti. böbrekleri iflas ettiğinden.. su içemediğinden.
sevinmedim tabii ama huzura kavuşmuştu. en tarifsiz acım annemin vefatı. ağladım, yazdım düşüncelerimi o zaman bu konudaki bir blok sayfasına..
zamanla da insan unutmasa da kendini iyileştiriyor sanırım.

0

kalbim param parça olduğunda ağlarım. benim başka yapacak bir şeyim olmaz benim kalbim bir kere kırıldıysa ve yalnizsam ağlamayı tercih ederim. gerçekten bir insanın kalbi kirilnca özellikle birde sevdiği tarafından kirilmissa kalbi işte o insan çok kötü oluyor. ben kendim için söylüyorum ben şahsen çok kötü oluyorum kalbim param parça olduğunda.

0

genellikle ağlarım.zaten kalbimi paramparça yapan insanlar genellikle sevdiğim inaanlardır.onlar dışında üzen insanları umursamam bile.insanı en çok parçalayan şeylerden birisi sevdiği kadar sevilmemektir.şimdi siz ömrünüzü onun üstüne kuruyorsunuz herşey güzel gidiyor be sonra bir anda gelen mesajla hayatınız kararıyor.gerçekten insanlara güvenmek çok zorlaşıyor.bu zamanda hep çıkar ilişkileri olmuş hayat.kimsenin kimseye sevgisi yok.

1

kalbim paramparça olunca önce sessizce ağlarım uzun süre bıraktığım sigaradan bi dal kaçamak yaparım muhtemelen. telefon rehberimi karıştırıp bana iyi gelebilen azinligin numaralarını açar bakarım. arasam mı diye düşünürüm muhtemelen ararım da bi süre onlara ağlarım çoğunlukla çıkıp gelirler zaten sağ olsun canım dostlarım sonra güzel bir şarkı açarım kendime oğluma sarılırm onu izlerim onla oynarım ne bileyim geçsin diye uğraşıp dururum işte ruhsal acıya pek dayanağı kalmış biri değilim çünkü. her geçen gün sabrim geriye doğru bir adım atıyor insanları tanıdıkça yaşadıkça gördükçe sık sık kimseyi eskisi gibi sevemedigimi eskisi gibi kıramadıklarini fark ediyorum. belki de tuzla buz olmuşumdur artık daha küçük parçalara ayırmak imkansız olmuştur kimbilir. halbuki başladığımda kocaman bi kalbim vardı sonra dediler ki bu sana biraz büyük gider kiralım...